Dr Rıza Nur kesin bir Türkçüdür fakat o kadar çok yanlışları ve ikilemleri vardır ki bu onun Türkçü olsa bile yaptığı gerçekleri değiştirmez. Sırf ittihat ve Terakki karşıtı olduğu için Arnavutları isyana teşvik etmiştir ve Hayatım ve Hatıratım eserinde Arnavutları isyana teşvik ettiği için kendisiyle gurur duyar. Bu isyanin sonucunda da ismail Kemal Bey öncülüğünde Arnavutluk 28 Kasım 1911'de bağımsızlığını elde eder. Daha sonrasında Enver Paşa hakkında olur olmadık yalanlar yazmıştır. Rıza Nur denen adama göre Enver Paşa Türk köylerini basıp Türk çocuklarını öldürüyormuş. Lozan hakkında da olup olmadık yalanlar söylemiştir. Lozanda işte Lord Curzon'a şunu söyledim böyle yaptım demiştir. Lozan Zabıtları da Seha Meray Hoca tarafından yayımlandı Rıza Nur'un dediklerinden hiçbir şey yok. Rıza Nur kolaylıkla yalan atabilen bir insandır. Moskova'ya Enver Paşa'yla Milli Mücadele arasında köprü kurmaya giden heyetin içerisindedir. Sözde orda Enver Paşa'ya posta koymuştur ve bunu Hayatım ve Hatıratım eserinde de yazar. Moskova'nın ittihatçı kaynadığı zamanda Enver Paşa'ya atar gider yapmasının imkanı yok. Ali Fuat Cebesoy da Enver Paşa'yla görüşmelerini hatıralarında yazmıştır. Rıza Nur 1.5 sayfaya yakın bir metin yazmıştır. Ali Fuat Cebesoy ise yarım sayfa bile metin yazmamıştır bu görüşmeler hakkında. Hatta Rıza Nur o metinde Enver Paşa'nın kendisine Mustafa Kemal'i çekiştirdiğini şikayet ettiğini de yazar. Halbuki bu mukayeseli okuduğumuzda Ali Fuat Paşa'nın hatıralarında yer almaz. Kısaca Rıza Nur sözüne asla ve katiyen güvenilmemesi gereken birisidir.

Tam tersine Rıza Nur kadar hakaret ve iftiraya maruz kalan biri yoktur. Bu yüzden sözüne en çok güvenilecek adamlardan biridir. Ayrıca hep varsayımlar üzerinden gitmişsin. Atsız ve Sançar beylerde Rıza Nur'u hep meth edip kendisine özel sayı bile çıkarmışlardır dergilerinde.