-
1.
+6Köpekler etrafımda sadece bir tur atıp beni kokladıktan sonra çember olacak şekilde yattılar. En azından sahipsiz olmadığımı, Hatta 10a yakın dostumun olduğunu öğrendim. Ve bende ortalarında uyudum. Sabah erkenden kalkıp yola düştüm. Genelde çay ocaklarına girip boyuyalım abi , boyatalım abiii parlasın abiiii tarzı sözler söylüyordum. Lakin çay ocaklarında iş olmadığını anladım ve şehrin batı daha gelişmiş kısmına. Kent meydanı , Altıparmak, Fomara taraflarına gitmeye karar verdim . Oralarda boyadığım ayakkabılardan 2 katı para alırım diye düşündüm. Çünkü oranın insanları genel olarak zengindi. ilk müşterimi bulmuştum. Bilgili abimiz benle sohbet edip nasihat veriyordu. Ayakkabı boyarken beni insan yerine koyup konuşan ilk müşterimdi belkide. Ama söz nerde oturuyorsuna geldiğinde yavuz selim dediğim için abi ayakkabısının boyasını yarım bırakarak geri aldı. Üstüne üstlük 1 liraya boyuyacağım ayakkabının boyası bitmediği halde 10 lira verdi. Bunun sebebini ilerde öğrendim yavuz selim bursanın en tehlikeli semtiymiş. Bir sonraki müşterim bana okulumu ailemi sordu. Bende kem küm ederek ağzımdan zorla laf almaya çalışan abiye anlattım herşeyi. Çok üzüldü ve bana bak oğlum ben hakkari yüksekovada komutanım 32 yaşındayım. Ve benim çocuğum olmuyor gel seni bize zütüreyim hep senin gibi bir çocuğum olsun istemişimdir dedi. Olmaz abi dedim ben kendime bakarım hem beni kolluyan dostlarım var dedim. Çok ısrar etti adamın konuşmalarından bilgi akıyordu ve hep köşeye sıkışıyordum. Bi şart istedim sadece beni her hafta sonları köpekleri ziyarete getirecekti. Kabul etti ve bende ettim beni evine zütürdü 7 yaşında olmama rağmen çok küçük görünüyordum 28 yaşındaki eşine olayı anlattı. Onlarda yurttan çocuk alacaklarmış zaten. Eşi kabul etti beni evlatlık alan abinin adı Murat idi. Hanımının adı Hülya. ikiside beni çok sevmiş gibi görünüyorlardı. Önce Hülya abla beni duş aldırmak istedi kendim yapacağım diyince hayır şofbene boyun bile yetmez diyerek güldü. Utansamda duş aldırdı. Bana
başlık yok! burası bom boş!