+5
Iyi geceler beyler,
Haliniz vaktiniz yerindedir umarım malum hareketli bir ülkenin gergin vatandaşlarıyız, burası da bütün o gerginliği stresi üzerimizden attığımız gibtiri taktan mekanımız. Fakat bugün bahsedeceğim mevzu biraz can sıkıcı olabilir o yüzden motivasyon depolayıp coşmak isteyen arkadaşları kenara alabiliriz.
Yeteri kadar kız tavlama kişisel gelişim başlığı ve kitabı okuduğumu düşünüyorum. Istisnasiz hepsinin ana fikri \"bastirildiniz ve ortaya çıkmak hala elinizde\" şeklinde oluyor. Zaten propagandanın ruhu bu. Size umut satmadan sizi harekete geçirebilecek tek sey korkudur. Mesela iyi bir propagandacı olan siyasetçiler size sadece bizi secerseniz ülke çok iyi olacak demezler. Ben gidersem her sey çok kötü olucak enflasyon yükselecek piyasa duraganlasacak stagflasyon yaşanacak da derler. Piyasanin daha da kotu olacagina inanan isleri kesat giden esnaf da istemeye istemeye gider oyunu verir. Çok defa siyasetçilerin kriz anlarında oylarını yükselttiği bazen en güçlü hallerine büründükleri görülmüştür. Kontrol edilebilir bir korku pektabi her iktidarın istediği bir durumdur. Bu yüzden siyaset dili bazen fazla resmi kaçmasına rağmen içinde hafif tehditkar ve sinsi bir havayı da içerir.
Benzer bir dilin bu kişisel gelişim başlıklarında da bulunduğunu görebilirsiniz. \"Hâlâ yerinden kalkıp bir şeyler yapmıyorsan ananın kucağında yaşlanabilirsin\" \" O anasını sıktigimin sosyal medyası seni öyle köpek hale getirdi ki geçirdiğin zamanın kıymetini unutur hale geldin\" \" Şu başlığı okuyup da spor yapmayanin anasını gibeyim zaten.\" Gibi gibi yüzlerce cümle okumuşsunuzdur. Ayrı ayrı degerlendirdigimizde bize verdiği mesajlar birbirinden bağımsız gibi görünse de verdikleri korku ve umudun ortak olduğu ortada. Bir tarafta potansiyelini değerlendirememe korkusu varken öte yanda kısaca daha konforlu bir yaşam umudu var. Tabi bütün bu olanları bu kadar donuk ifade etmiyorlar. Yoksa hitabetin manası kalmazdi.
Eğerki söylem yeteri kadar güçlüyse derin fikir değişimlerine yol açabilir. Eskiden günümüze ünlü kanaat önderlerini düşünün. Onca peygamberler papazlar hahamlar halifeler misyonerler... Hepsi de insanların korkularına hükmedebilen yetenekli kişilerdi. Iletişim ve uzay cağına geçtiğimiz şu günlerde hatipler belkide her zamankinden daha güçlü ve daha kurnazlar. Böyle de olmak zorunda. Insanlığın hemen hemen her alanında zirveleri yaşadığımız şu dönemde zaten aksi saçma olurdu. Bu yüzden ne dinlediginize ve okuduğunuza dikkat edin. Eğer uslu bir okuyucu olursanız bütün bir toplumun devinimini sağlayabilecek gizemli sözlerin atesledigi derin korkularin ipuclarini görebilirsiniz.
Part 2 ebeveyn ilişkilerine karşı burada oluşturulan söylemle alakalı olacak. Okuyan varsa belli etsin suku cugu farketmez.
Tümünü Göster