/i/İnanç

İnanç
  1. 26.
    -1
    islamcı, ortamı elverişli bulana dek “kin besler” karşısında olduğu kimseye, duruma, düşünceye, davranışa. Ve “intikam” için zamanını kollar. Bu, kendisine verilmiş bir görevdir.

    islam’ın “Tanrı”sı, “intikam”ı, kimi zaman “bu dünya”da, kimi zaman da “öbür dünya”da yani, “ahiret”te alacağını bildirir. Her ikisinde de durum korkunç olarak bildirilir. Hele “ahirette “işkence” olacağı da anlatılır, “Ölüm yok, sürekli işkence var.” En sadist insanın bile kabul edemeyeceği türden bir “azap (işkence)”. Bunu anlatan ayetlerle doludur Kur’an.

    Demek ki islam’ın “Tanrı”sı, “intikam” alırken “işkence”siz olmuyor “intikam”ı.

    islamcı böyle bir eğitimle eğitilmekte. Yani islamcı da “işkence”yi, doğal bulur ve “intikam”ın doğal gereği sayar. Bu durumda islamcıdan beklenebilecek tutum, bu doğrultudadır. Başka bir deyişle, islamcı, “Tanrı için intikam” alacağı kimseye “işkence” uyguladığı zaman, “kutsal görev”ini yerine getirmekte olduğuna inanır. Karşılığında, “Tanrı’dan sevap, mükâfat” alacağını düşünür. Çoşkulanır bundan.

    muhafazid’in “işkence”yi yasakladığını anlatan hadis de var. (Bkz. Buhari, e’s-Sahih, Kitabu’l-Megazi/30; Ebu Davud, Sünen, Kita-bu’l-Cihad/120, hadis no: 2667.) Ama, yasaklandığı bildirilen şey, işkencenin yalnızca bir biçimidir. “Müsle” denir bu biçime. Vücudun kimi organlarını, özellikle de burnu, kulakları kesmek, gözleri oymak anlamında. “Yüzü dümdüz etmek”.
    ···
    1. 1.
      0
      Kaldı ki islam veya dinler işkenceyi doğal ve doğru görür ...
      ···
   tümünü göster