-
26.
+2Lyaa-“Her şeyi bu kadar hızlı anlayan kişilerden nefret ederim. Ama sen bir istisnasın Bir Bine. “ Azgın karılar gibi hareketler yapmaya başladı. “ Binlerce yıldır doğmanı ve burayı bulmanı bekledim. O kadar sıkıcıydı ki sensiz burası. “Tümünü Göster
b-“Ne saçmalıyorsun sen?”
Miras-“Onun ismi Lyaa değil. Kim Styla.” Kim styla mı? O zaman onları buraya getiren kişi o muydu? Ama neden böyle bir şey yapar ki? Nefesim daraldı. Mavi gözleriyle bana bakıyordu. Gözüne doğru güneş ışığı yansıyınca samimi bir kırmızı rengi ortaya çıkıyordu. Miras’ta pembeydi.
b-“Neden böyle bir şey yaptın?” Birden yanımda belirdi.
Kim-“Her şey senin için Bir Bine. Bütün bunlar, hepsi senin için.” Dudaklarıma yapıştı.
Kral-“ikisini de yakalayın. Hemen kel…” Benden dudaklarını ayırdı ve soğuk gözlerle Kim krala doğru döndü.
Kim-“Çok konuşuyorsun. Sonsuza kadar sus artık.” Kralın kalbine mızrak saplamıştı. Kral oracıkta can verdi.
Miras-“Neden yapıyorsun bunu? Neden hala böyle kötü birisin?” Lan kral öldü kral. Sanki oyuncak bebeğini kopardı da ona kızıyor.
Kim-“Sen nedenini biliyorsun. Aaa. Bir Bine’ye söylemedin mi? Ne ayıp. Bizim kavgamızın nedeni sensin. Senin geleceğin öngörüldü. Ve ikimizden birinin de ölümü. Onun için de yıllarca neslinden gelenleri öldürmeye çalıştı. Tabi eğer her seferinde ben engel olmasaydım başaracaktı da. Ayrıca senin babanı lanetle koyan kişi de o.” Bu kadarı bana fazla. Zar zor nefes alıyorum. Odaklanmam lazım.
b-“Kim. Eğer bana karşı gerçekten sevgi besliyorsan Gama ve diğer ejderhaları geri diyarlarına gönder.”
Kim-“Diğerlerini çoktan gönderdim. Onlarla işim bitti.” Bir anda Gama’nın altında bir portal açıldı ve Gama da içine düştü.
Gama-“Bir Bine. Dur.” Portal arkasından kapandı. Ne yapacağımı az çok tahmin etmişti.
b-“Ölmek istiyordunuz değil mi? ikinizi de öldüreceğim.”
Miras-“Bir Bine. Gençliğimde iken yaptığım bir hataydı.”
b-“BEN NiYE HALKINI KATLETMEDiM O ZAMAN BURADA? iSTESEM BEN DE GAMA’YI KURTARMAK iÇiN BÜTÜN HALKI KATLEDERDiM. AMA YAPMADIM.”
Miras-“Beni affetmeni beklemiyorum ama Kim’den o kitabı almalısın.”
Kim-“Hala aynısın kardeşim. Hala kendi işini başkalarına yaptırıyorsun. Kendin almayı denesene.”
Miras-“Kitabı okuyamayacaksın. Neden o zaman…” birden Kim eliyle Miras’ın gözünü çıkarttı. Sonra kendi gözünü çıkarttı ve Miras’ın gözünü kendi çıkardığı göz boşluğuna yerleştirdi. Miras yere diz çökmüş acı çekiyordu.
Kim-“Gözün yenilenirse başıma bela olur. Hemen şunu okuyayım. Hemen bir sayfayı açtı ve neredeyse ışık hızında okudu. Daha sonra Miras’ın gözü kayboldu ve yerine kendi gözü geçti. Miras’ın gözü de kendisine geri döndü.
Miras-“Nereyi okudun? SÖYLE. NEREYi OKUDUN?”
Kim-“Bu kadar kızgın olmana gerek yok. Bu kitap ne de olsa benim de hakkımdı.”
Miras-“Senin izleyicin kitabı yaktı. Çünkü sen yanlış karar verdin.”
Kim-“Ha senin kararların doğruydu yani. Bir Bine’nin ailesini katletmeye çalışman, kendini bu dünyanın tanrıçası ilan etmen ve beni de şeytanı ilan etmen… Haklısın. Hepsi doğru ama hata yapan benim. Benim lanetlenmem bile senin yüzünden. Kitaptaki bilgilerin hepsini benden sakladın. Sen tapınağında rahatça yatarken ben lanette kimsenin beni hatırlamayışını izliyordum. Arkadaşlarımın ölümünde yanlarında olamadım. Yanlarındaydım ama beni görmüyorlardı ve hatırlamıyorlardı bile. Ama lanetten kaçtım. Lanet ne biliyor musun Bir Bine? Kimse seni görmüyor, duymuyor, yaşayan herkes seni unutuyor, en sevdiğin insanlar bile. Kendi annen baban bile. Arkadaşların, sevgilin, evcil hayvanın, yetiştirdiğin bitki herkes. Sen onları izlemeye mahkum oluyorsun. Zaten izlemezsen ne yapacaksın ki? Varlığın silinmiş birisin.”
b-“Ama ben babamı hatırlıyordum. O da lanetlenmişti.”
Kim-“Ahh. Bir Bine. Seni bu yüzden seviyorum. Hiçbir şey bilmiyorsun diye seviyorum. Sen bir gezginsin. Bütün dilleri konuşabilir, bütün unutulanları bilebilirsin. Miras da benim lanetlendiğimi biliyordu ama herkese yoldan çıkmış olarak anlattı beni. Arkana bak. Köylüler bize nasıl bakıyor.” Elleri ile belime sarıldı. Arkama baktığımda gerçekten de nefret dolu gözlerle bakıyorlardı. Sanki şeytanmış gibi. “Lanetli çocuk.” Evet. Bu gözle bakan akrabalarım aklıma geldi. Bunlar onların gözleri.
Miras-“Bir Bine. Ona inanma. Seni yanlış yola düşürmeye çalışıyor.”
b-“Hala aynı şekilde konuşuyorsun. Bir tanrıça gibi. Ama sen şeytanın ta kendisisin.” Gardiyanlar üzerimize doğru koşmaya başladılar. Bayağı da büyük bir birlikle.
başlık yok! burası bom boş!