-
26.
+2Nefes alış verişi gıdıklıyordu göğsümü. Şimdi şükür yani gidip pantolonumun içine de girebilirdi. O zaman oradaki ejderhayı görseydi daha toparlanamazdı yavru hahahahaah diye düşünürken yavru garip bir ses çıkarttı ve tırnağını batırdı. Anladı mı lan aklımdan geçeni?Tümünü Göster
Beta-“Zihninle rahatsız ediyorsun galiba onu. Onun hakkında bir şey düşünme. Bırak uyusun.” Vay amk. Şimdi nasıl geri döneceksem.
b-“Ne zamana uyanır? Geri dönmem gerek. Daha yapacak çok işim var. Gama’ya ulaşmaya çok yaklaştım.”
Beta-“Sana inanıyorum Bir Bine. Onu sağ salim getireceksin. Ama yine hüzünlü gibisin.” Aslında o kadar da hüzünlü değilim artık. Şu yavrudan sonra bütün olanları unuttum neredeyse.
b-“Sana bir şey soracağım. Biri diyor ki sana ben yaşam süremi doldurdum ve onurlu bir şekilde ölmek istiyorum. Ve senden onu öldürmeni istiyor. Öldürür müydün?”
Beta-“ Ben öldüremezdim. Çünkü daha önce hiç kimseyi öldürmedim. Ama yapabilsen yapar mıydın diye soruyorsan evet. O diyarın ölümü öyle bir ölüm gerektiriyorsa yapardım.” Vay aq. Herhalde bir ben bu kadar safım. Ama bu saflık değil ki be. Her insan benim gibi düşünürdü. Hatta öldürmeyi reddeden kısım daha büyük olurdu.Ya da dediğim gibi ben çok safım.
b-“Teşekkürler. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum.”
Beta-“Haa. Meyve getirmiştim. Uzun süredir yemiyordun. Burada vaktin varken ye. Belli ki bir daha gelişin uzun bir süre sonra olacak.” Kırmızı benekli mavi meyve. En sevdiğim. Lan. iyiki gelmişim. Gerçekten de uzun süredir yemiyordum. Şu an sinirim stresim her şeyim gitti.
Meyveyi elime aldım ve yavru ejderha gömleğin içinden kıvranmaya başladı. Sonra dışarı çıktı. Çimende yürümeye başladı. Biraz paytak yürüyor aslında hoşuma gitmedi değil. Kanadının altını falan yalıyor. Kedi gibi lan sanki. Burada benim yerime kız olsa yanaklarını falan sıkmaya çalışırdı herhalde. Yattığım yerden doğruldum. Aslında benden bu kadar kopmuşken geri dönmem lazımdı ama meyveleri yemeden dönmem. Meyvelerden birini aldım ve yemeye başladım. Yavru ejderha yine gözlerimin içine bakıyordu. Daha sonra elimdeki meyveye baktı. Meyvelere doğru yöneldi ve beni taklit ederek yemeye çalıştı. Ama onun kanadı benim ellerim gibi meyveyi almaya müsait değil. Alır almaz düşürüyor. En sonunda direk ısırarak yemeye karar verdi.
b-“Siz ejderhalar yemek yemiyordunuz. Bir zararı olur mu yemesinin?”
Beta-“Bizim sizin gibi sindirim sistemimiz yok. Onları sadece ısırıp yutar. Onlar da geri çıkar birazdan.” Gerçekten de dediği gibi. Yutmasına rağmen geri çıkıyordu yedikleri. Tekrar yiyor tükürdüğünü yutuyor tekrar çıkıyor. Sinirlendiğini anlamak için içgüdüye bile gerek yok. Kolumu uzattım.
b-“Gel bakalım buraya.” Dedim ve aklımda klas bir fikir var. Nereden aklıma geldi bilmiyorum. Yavru zaten hemen koluma sarıldı. Yüzü bana doğru dönüktü. Ben de onu kaldırdım. Bir parmağımı meyvenin suyuna batırdım. Daha sonra “Aç ağzını” dedim ve o da açtı. Diline sürdüm. Bunu tekrar tekrar yaptım. Sonunda tatmin olmuş olacak ki kolumu bıraktı ve öyle sağa sola koşmaya başladı. Koşarken arada salyası akıyordu. Böylece meyvenin suyunu da çıkaracak ama farkında bile olmayacak çıkardığının.
Beta-“içgüdünü çok geliştirmişsin. Bir de zekan eklenince gerçekten çok güzel bir fikirdi.” Meyvemi kemirmeye devam ederken:
b-“içgüdü ile ne alaksı var? Sadece yemek istediğini gördüm ve yardım ettim.”
Beta-“Peki bizim dilimizin tat aldığını nereden biliyordun? Biz sana hiç söylemedik dilimizin tat alabildiğini.” Hass. Harbiden lan. Bu içgüdü müydü ki? Şanslı tahmin gibi geliyor bana. Son meyvemi de yedikten sonra ayağa kalktım. Gitmek için hazırım artık. Derken yavru ejderha bana doğru bakıp garip sesler çıkarmaya başladı.
b-“Ne diyor?”
Beta-“Gitmek istediğini hissetti. Gitmeni istemiyor. Bu arada ismine karar verdin mi?” Normalde Rian olmasaydı Alfa uyanana kadar burada kalırdım. Hatta diğer yavrulara bile bakardım. Ha isim. Çoktan karar verdim.
b-“ismi Luka olsun.”
Beta-“Hmm demek Luka. Senin için anlamlıysa ismi Luka olsun.”
Luka biraz daha sesli bir şekilde kızmaya başladı. Alfayı uyandıracak. Yanına yürüdüm ve kafasını okşamaya başladım. Rahatladığı her halinden belli oluyordu.
b-“Luka. Benim şimdi gitmem lazım. Bak arkamdaki Beta ile tanıştın. Annen Alfa’yı da tanıyorsun. Bir tane daha kardeşim var. Onun başı biraz belada. Onu da getirmeye gidiyorum. Hem ben geldiğimde kardeşlerin de yumurtadan çıkmış olur.” Gitmemi istemiyor. Hissediyorum. Ama elimi çektim ve geri dönmek için odaklandım. Beta’nın gülümsemesi ve Luka’nın hüznü ardından kayboldum.
Edit: Luka ismi (bkz: islakterlikos1) panpamız tarafından verilmiştir.
başlık yok! burası bom boş!