-
1.
+2Arabayı taşıyan insanların gerginliklerini hissedebiliyorum. Benim binmemden pek hoşnut değil gibiler. Güneşin arabanın içine vurmasıyla daha önce hiç Miras Styla’nın yüzüne dikkatle bakmadığım aklıma geldi. Sadece heykelde görmüştüm. Yüzü gerçekten de heykeldeki gibi pürüzsüz. Gözlerimi kısarak bakmak zorundaydım. Çünkü saçları gümüş renginde olduğundan güneşin ışıklarını yansıtıyordu. Gözlerinin biri mavi diğeri ise pembe renkte. Pembe mi? Yok değilmiş. Güneş çekildikten sonra diğer gözü de mavi renk oldu. Gözünün renk değiştirmesi muhtemelen Rian’lıların genetik özelliği falandır. Ne bileyim yani. Zaten biyoloji dersinde bezelyeleri bile çiftleştiremezdim.Tümünü Göster
Miras-“Dalgın görünüyorsun. Genelde böyle durumlarda sizin ırkınız biraz korkar.”
b-“Senin kadar olmasa da bir çok tür gördüm. Alıştım artık.”
Miras-“Kaç diyar dolaştın peki?”
b-“Bunu size neden söyleyeyim?”
Miras-“Bana güvenmiyorsun. Ama nedenini anlamıyorum. Bu diyara gelişinin bir şans eseri değil bir nedeni olduğunu düşünüyorum. Tapınağıma vardık. Sohbetimizin kalanına tapınakta devam edelim.” Tapınak dediği bizdeki kiliseler gibi. Ama tek farkı bizim dünyada haç şekline iken onlarda iki göz şeklinde. Güneş vurunca anladım nedenini. Camlar mavi renkte ama güneş vurduğunda sanki binanın çevresini pembe bir ışık sarıyor. Ve camın rengi de pembe oluyor. Cam yapılırken muhtemelen Miras’ın gözlerinden esinlenmiş.
Tapınağın önü bayağı kalabalıktı. 7 den 70 e herkes bir sırada bekliyordu. Miras’ı gördüklerinde bir çoğu yanına koştu ve isteklerini sıralamaya başladılar.
“Çocuğum hasta. Ne olur yardım edin.”
“Sevgilim beni terk etti. Aşk acısı çekiyorum. Lütfen bir yol gösterin.” (Senin gelme nedeninin amk.)
“Ailemden 3 gündür haber alamıyorum. Guon köyüne gitmişlerdi. Biliyorsunuz Ejderhalar en fazla o yolda sivillere saldırıyor. Aileme de saldırmış olabilirler. Ne olur yardım edin ne yapmalıyım?” Gibi bir çok yardım isteyen kişi geliyordu. Ama bu sayede önemli bir bilgi öğrendim. Demek Guon köyünün yolunda ejderhalar sıklıkla çıkıyor. Bu bilgi işime yarayacak. Miras’ın sözü düşüncelerimi kesti:
Miras-“Sakin olun ve sıraya geçin. Öğrencilerim ve ben sizinle ilgileneceğiz.” Hepsi koyun gibi tekrar sıraya geçtiler. Üzülüyorum açıkcası hallerine.
Miras-“Biraz üzülmüş gibisin. Onlara burada yardım etmedim diye muhtmelen. Rian’lılar da tıpkı insanlar gibi. Kendi sorunlarını çözecek güce sahiplerken uğraşmıyorlar. Başkalarının kendi sorunlarını çözmesini bekliyorlar. Ne kadar acınası. Hem de sen anlatmana rağmen seni dinlemiyorlar.”
b-“Buna yardımlaşma deniyor. Eğer ki birbirimizin derdine yardım etmezsek bu sefer de herkes kendini düşünen bencil insanlar olacak.” Bunları ben mi söyledim? içime ne kaçtı lan benim? Tamamdır. Bunu instagramda kesin paylaşacağım. Ama telefonum yok değil mi?
Miras-“ileride beni anlayacaksın Bir Bine. Kendi çözemedikleri sorunlar da olacak elbette. O zaman başkalarından yardım alabilirler. Fakat buraya gelenlerin çoğu sorunlarının çözümünü bile biliyor fakat başkalarından duymak istiyorlar. Üzücü bir durum ama çözülemez değil. Her yeni gelen nesil yeni bir ümit anldıbına geliyor. Bir çok nesil gördüm. Git gide gelişiyorlar.” Tapınağın girişine doğru yürüdü ve ben de arkasından girdim.
başlık yok! burası bom boş!