Aradan yarım saat geçti ve odadan çıktılar muhtar babamın eline yapışıyor öpmeye çalışıyor babam izin vermiyor filan gülnihal abla da eski sevecenliğiyle çıkıyor odadan bana gülümsüyor içimden ne oluyor amk babam içerde iyi muamele yaptı herhalde diyip kendi kendime güldüm. Muhtar ve kızını yolcu ettikten sonra babam soğuyan çayını tazeledi ve normal bir akşam geçirdik yatmak üzere yataklara dağıldık. Ben işemek için tuvalete gittim ve ardından yatağıma geçtim. Benim kaldığım oda mezarlığa bakıyordu ve bizim evin konumu cami ile mezarlık arasındaydı camiden kalkan cenaze direk mezarlığa defnediliyordu köyde fazla insan olmadığı için ve cenaze aracı olmadığı için böyle bir çözüm yolu bulunmuştu. O gece rahat bir uyku çekerim diyip müzik dinleyerek uyuyakaldım. O gece bir kabus görmüştüm ilk kabusum değildi son kabusum da olmayacaktı ama herşeyin başlangıcıydı bu kabus. Önce odamda başlıyordu kabus mezarlıktan ses geliyordu önce cama bakıyordum birşey göremeyince ışığı yakıyordum ardından sesler gitgide artıyordu ben de merakıma yenik düşüp dışarıya çıkıyordum mezarlığı geçiyordum ve tepeye çıkıyordum. Tepeye çıktığımda sesler netleşiyordu ve davul sesi olduğunu anlıyordum tepeden aşağıya doğru davulun sesine doğru biraz daha ilerleyince derenin hemen kenarında bir kalabalık görüyordum. Kalabalığın ortasında atın üstünde bir gelin duruyordu davul çalıyordu ama kimse oynamıyordu sadece dere boyunca yürüyorlardı ben de pek fazla yaklaşmıyordum aramızda 200 metre filan vardı kalabalıktan birisi beni görüyor ve üzerime doğru koşmaya başlıyordu diğerleri de peşinden geliyordu tam arkamı dönüp kaçacakken yüzü belli olmayan sakallı olduğunu bildiğim uzunca bir adam beni kolumdan tutuyor ve gülmeye başlıyordu o sırada korkuyla uyanıyordum. Söve söve bir sigara yaktım ve sabah olmasını bekledim ardından babamın sabah ezanını okumak için uyanmasıyla temiz bir uyku çektim.