/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +5
    b-“Kaldıracak halim yok. Kollarım çok acıyor.”

    Koum-“Asıl acırken zevkini alırsın iş yapmanın. Hadi kalk bakalım. Devam et.”

    b-“Cidden. Kalkamıyorum. Kılımı dahi kımıldatamıyorum.”

    Koum-“Sen bu kadar cılızken kardeşini nasıl kurtaracaksın? Gözlerini kapatıp kaçarak mı?” Gözlerimi kapatmak mı? işte bu.

    b-“Koum. Senden bir ricam var. Sakın ses çıkartma.” Gözlerimi kapattım ve beni bu dertten kurtaracak her şeyi aradım. Evet. Salyam arttı ve tadının değiştiğini hissettim. Ama yeterli değil. Bir ot bile ne olursa beni bu durumdan kurtaracak. Evet. Görebiliyorum.

    b-“Koum. Yan çadırda bir fıçı var. Fıçının içindeki sıvıdan biraz getirebilir misin?” Koum hemen gitti. Evet. Doğru fıçıdan bir bardak o sıvıdan aldı. Ve yanıma doğru geliyor.

    Koum-“istediği şeyin bu olduğuna emin misin?”

    b-“Evet. Bu.” Görene kadar emindim. Gördükten sonra emin olmamaya başladım. Lanet mor sıvı. Orkların içkisi. Elimi zar zor kaldırdım. Kaslarım bana isyan etse de o bardağı aldım ve bir damla kadar içtim. Vücudumun rahatladığını hissediyorum. Fazla içersem yine sarhoş olurum ve işe yaramaz. Büyük bir yudum içkiyi ağzıma aldım, çalkaladım ve üzerime, kollarıma tükürdüm. Tekrar ağzıma aldım ve vücudumun geri kalan her yerine tükürdüm. Sonra tekrar sarhoş olmayayım diye su ile ağzımı çalkaladım. Hafif bir baş dönmesi var evet ama şu an süperim. Kollarımı istediğim gibi oynatabiliyorum, ayağa da rahatça kalkabiliyorum. Tamam. O zaman baltayı kaldırmaya devam edebilrim.

    Koum-“Güçsüz olabilirsin ama bilge birisin. Bilgeler daha hızlı güçlenir.”

    b-“Benim de hedefim o yönde.” Daha sonra baltaya geri odaklandım. Yok. Kalkmıyor. Yine gözlerimi kapattım. Belki içgüdüyle alakalıdır. Bir şey kaçırıyorum ama ne? O savaştığım ork da sadece bizim kaslı oğlanlara benziyordu ama bunu o insan kaslılar bile zorlanarak kaldırır. Düşün düşün…

    Koum-“Bir savaşçı amaçsız dövüşmez. Senin amacın ne?”

    b-“Kardeşimi ve tüm ejderhaları kurtarmak.”

    Koum-“Onları kurtarmak mı istiyorsun? Tek yapman gereken şey o baltayı kaldırmak. Kardeşin ne kadar değerli? O ejderhalar ne kadar değerli?”

    b-“Benim için çok değerliler.”

    Koum-“O zaman kaldır o baltayı. Cihan inlesin.”

    b-“Hıııaaa!!” Sonunda. Kaldırdım. Balta avuçlarımın arasında. Birkaç çatırdama sesi geldi. Baltayı elimden bırakmak zorunda kaldım. Ve yere düştüm. Sanırım birkaç kemiğim kırıldı. Acı hissetmiyorum. Ya içkinin etkisi ya da zaferimden dolayı. Dünyaya geri mi dönüyorum? istemsiz bir şekilde döndüm herhalde.

    Evet. Kitap yanımda. Ben ise yerde yatıyorum. Kımıldayamıyorum. Hay lanet. Tamam. Kahvaltıyı hazırlayamayacağım, kaypağı uyandıramayacağım. Yerde yatarken acısı yavaş yavaş geliyordu. Kaypak saatler sonra anca uyandı. Sabah sövme seromonisine başladı yine sokuk.

    Süleyman-“Lan şerefini gibtiğim. Beni niye kaldırmadın? Gerizekalı.” diye bağırıyordu odadan. “Evde misin lan?” Sesim bile çıkmıyor şerefsizim. Mal gibi kaldım. Acıdan bağırmak istiyorum ama çenemi dahi kımıldatamıyorum. “Lan şerefsiz. Buradaymışsın. Neden kaldırmıyorsun beni? Lan cevap versene it. Lan. Öldün mü?” Hemen yanıma koştu ve nabız yokladı. Nabız atıyor ama kımıldayamıyorum. Beni kucağına aldığında muhtemelen acıdan bayıldım. dıbına koduğumun manyağı. Ambulans çağırsana. gibsen daha az acırdı amk.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster