-
26.
+3huur çocuğu. Bütün sorumluluğu bana yıkıp gitti. Ben nasıl gidip de kızdan bunu isteyebilirim ki? Sinirden duvara yumruk attım ve cidden elim acıdı. Ama dur biraz. Burası da neresi? Duvar nerede? Evet elim acıdı ama duvara yumruk attığımdan değil. Daha kötü bir şeye yumruk attım. Karşımda arkası dönük bir ork duruyordu. Hasgibtir. Ben buna mı yumruk attım? Ve tüm gücümle vurmama rağmen hissetmedi. Hayır hissetmiş. Arkasını döndü ve ilk olarak beni ensemden tutup havaya kaldırdı. Boyu 2.3 metre falan. Ben 1.78 im.Tümünü Göster
Ork-“Sen de nesin böyle?”
b-“Imm. Bir insan?” Korkuyorum amk. Tek eliyle ensemden beni kaldıran elini sıksa boynumu kırar.
Ork-“Garip birine benziyorsun. Seni reise zütürsem iyi olacak.” Lan. Beni attı omzuna kız kaldırır gibi zütürüyor. “Lan bırak beni” diye sırtına vuruyorum ama işlemiyor. Orkların kalın bir derisi var. Zaten bunu ilk yumruk attığımda anlamalıydım. Biraz sonra bir baktım beni yan yana çadırların olduğu bir yere getirdi. Çadırlara kurulmuş kabile olmalılar bunlar. Şehirleri falan var mı acaba? Lan neden soruyorsam. Ölme ihtimalim var ama aklımdan geçenlere bak. Sonunda büyük bir çadıra girdik. içeride birkaç tane uzun boylu (Orkların hepsi uzun boylu amk.) bir tane de yaşlı ork oturmuş bir şeyler tartışıyorlardı. Beni aralarına çuval gibi fırlattıktan sonra:
Ork-“Reisim. Bu kendine insan diyen varlığı nöbet bölgemde buldum.” Yaşlı olan konuştu:
Yaşlı Ork-“Uzun zamandır insan görmüyordum. Reisim. Bizim diyarımızdan değil. Kendisi de benim gibi gezgindir. Diyar diyar gezip bilgi toplamakla görevlidir.” Ben mi gezginim? Ve görevim bilgi toplamak mı? Ahan. Buldum. Belki Rian’a girişi söyleyebilir. Tam konuşacak iken
Yaşlı Ork-“Reisimiz izin vermeden konuşamazsın.”
Reis-“Peki insanların özellikleri nedir Koum?” (Yaşlı orkun ismi Koum)
Koum-“Özellikleri yalnızca zeki olmaları. Kendi güçleri ile bir şey yapamazlar. Hayatlarını kolaylaştırmak için makine denilen demirden yapılma aletler kullanırlar.”
Reis-“Kılıç gibi mi yani?”
Koum-“Hayır. Daha çok kayaları kalırmak, yerleri düzleştirmek, üzerindeki kıyafetleri yıkamak ve aklınıza gelen her türlü şeyde kolaylık sağlamak için.”
Reis-“Hahahahaha. Bu insanlar o zaman çok zayıf olmalı.”
Koum-“Evet reisim. Siz koluna bir fiske dahi vursanız kolu kırılır.”
Reis-“Ama yine de dikkatimi çekti. Bilgileri toplayıp ne yapıyorlar peki? insanlarına mı anlatacak?”
Koum-“istediği şeyi yapabilir. Ama insanlar bilmedikleri şeylerden korkan canlılar. Bizim hakkımızda ne anlatırsa anlatsın inanmazlar.”
Reis-“Hahahahaha. insanlar ne kadar garip yaratıklarmış. Demek her şeyden korkan ve makinelerinin arkasına saklanan türler bunlar. Konuş insan. Sana ne diye seslenirler?” Titrek bir sesle konuşmaya başladım.
b-“Bi Bir Bine.”
Reis-“Bibir Bine. Ben Kiam Holas kabilesinin şefi. Maan Holas. Neslimiz yüzyıllardır bu topraklarda hüküm sürer. Bizim kabilemizin kurucusu Kiam Holas’tır. Ama bazı kendini bilmezler şefimize Kian Rolas derler. Yüzyıllardır savaşırız onlarla.Bu kadar bilgi yeter mi sence Koum?” Bibir Bine oldu ismim. Hah. Ne güzel. Konuşursam kellemin uçacağını hissetmesem direk karşı çıkardım.
Koum-“Bu bilgiler onun için önemsiz. Gezginler görerek öğrenir. Ve buradan korkup gitmediğine göre ya insanlar arasında cesaretli birisi, ya da şu an gezginlik konusunda acemi. Her iki ihtimalle de şu an buradan ayrılmıyor. “
Reis-“Bunu öğrenmenin bir tek yolu var. Bizim en güçsüz savaşçımızı Bibir Bine ile savaştıralım. Ölümüne bir savaş olsun.”
Koum-“Reisim ölümüne bir savaş olursa Bibir Bine kesinlikle kaybeder. ilk yorulan veya pes eden kaybetsin. Tabiki son karar sizin.Hem misafirimizin geldiği gün öldürülmesi atalarımız tarafından hoş karşılanmaz.”
Reis-“Peki. Dediğin gibi olsun. O zaman dışarı çıkalım ve dövüş başlasın.” Lan istemiyorum ben ya. Geri dönmem lazım. Geri dön. Geri dön… Olmuyor. Kaç gün kalacağım bile belli değil. işte şimdi sıçtık.
başlık yok! burası bom boş!