/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 101.
    +1
    Yüzüme vuran şey Buse\'nin nefesiydi, kucağıma çıkmış bir vaziyette üstümde uyuyordu. Elimi hala karnında tutuyordu.
    E: Buse hadi uyan.
    B: Hmm ?
    E: Buse, hadi uyansana.
    Tıpkı bir kız çocuğu gibiydi. Şeytan diyor öp ama yaptıklarından sonra araya mesafe konmasını hak etmişti.
    B: Saat kaç ?
    E: 18.21.
    Uyandı ve esneyip gerinmeye başladı. Hava serinlemişti. Üşüyorduk.
    E: Yavaş yavaş evlere dağılalım.
    B: Yaaa, son günümüz bugün. Biraz daha duralım. Yemek falan yiyelim. Ondan sonra gidersin.
    E: Aslında haklısın. Midem açlıktan deliniyor.
    Yavaş yavaş silkelenip kendimize geldikten sonra yemek yemek için şehre indik. Açıkçası anlatılacak çok bir şey olmamıştı. Klagib muhabbetler, bana ettiği iltifatlar. ilginç olan tek şey benden şarkı söylememi istemesiydi. Arabadayken bu isteğini yerine getirdim. Daha sonra pek bir şey olmadı, ta ki telefonu çalıncaya kadar.
    B: Ben seni sonra arasam olur mu, güzel. Zaten birazdan eve de geçerim, hmm ? Şey, ıı. Evet. Tamam oldu o zaman ben seni eve geçince ararım.
    Telefonda konuşurken sesini baya değiştirmişti. Sinirim bozulmadı değil. Dişilik özelliğini kullanıyordu çünkü.
    B: Şey, beni eve bırakır mısın ?
    E: Peki.
    Bunu evine bıraktım. Ama olanlardan şüphelendim, bu yüzden apartmanın önünde Buse indikten bir-iki dakika sonraya kadar bekledim. Çok yavaş ve bana bakarak içeri gidiyordu. Bu işte bir iş vardı. Kıllanmamın sonucu kafamdaki tilki bana bir kenara çekmemi ve motoru kapatıp olacakları izlememi söyledi. Ve dediğini uyguladım. Yaklaşık 13 dakika sonra mahalleye kırmızı bir Mitsubishi girdi. Buse apartmandan çıktı. Üstünü değiştirmiş daha az dekolteli şeyler giymiş ve hafif bir makyaj yaparak saçını düzleştirmişti her zaman ki gibi.
    ( https://youtu.be/CxnaPa8ohmM )
    Yavaş bir şekilde elime telefonu aldım ve annemi aradım. Donuk bir ses ile
    A: Alo ?
    B: Anne, bu gece geç geleceğim. Araba bende olacak. Dağda olacağım. Dağıtım yapmayacağım.
    A: Sen iyi misin ? Ölü görmüş gibi donuk ve sönük bir sesin var.
    B: iyiyim.
    A: Her neyse, bu gece işimiz va-
    B: Evde görüşürüz.
    Tribim sana değil, tripli de değilim. Hissedemiyorum, düşünemiyorum. Bu neydi rüya mı, yoksa daha kötüsü kâbus mu ? Olanları algılayamıyordum. Bilincim sanki yarı açık gibiydi. Olanları gördükten sonra kontağı açtım ve motoru çalıştırdım. Benzin yarım depoya düşmüştü, önce benzin almalıydım. Daha sonra da bira. Fakat vaktim azdı ve çabuk olmalıydım.
    Debriyajdan ayağımı hızla çektim ve gaza yüklendim. Şehir içi kural ihlali umrumda değildi. Tek istediğim şey kafamı boşaltmaktı. Umut ile yarışacaktım ve kararlıydım.
    Benzini alıp biramı bitirdikten sonra dağın eteklerine vardım. Ateş böcekleri diye takım mı olur amk ? Saat 22.00 dı ve dağa giriş yaptım. Tüm izleyiciler ve arabalar onlar dışında yendikleri takımlara da aitmiş -sonradan öğrendim-. Cidden iyi bir baskı var fakat baskısı falan umurumda değil. Yenmek için geldim yenmeden gitmem. Bir sürü kız vardı, hepsi de hurul hurul huurdu. Ben böyle kızlara huur dışında başka bir şey diyemem kusuruma bakmayın. O kadar dar ve ince giyip nasıl rahat ediyorsunuz ? Yavaş ve normal bir şekilde başlangıç çizgisine geldim. Siyah evo başlangıç çizgisinde yerini almıştı. Önce dağa çıkar gibi gittim, daha sonra el freni çekip 180 derece dönerek başlangıç çizgisinde hiza almaya başladım. Arabadan indim. Her zaman ki gibi flashlar patladı. Umut'un yanına yaklaşarak
    E: iyi olan kazansın.
    U: Hemen o kadar rahat olma.
    E: Ha ?
    U: Sana bu sabah benim kurallarım ile yarışacağımızı söylemiştim.
    E: Hadi yap muallaklığını da görelim hadi.
    Araya hakem girdi.
    H: Bu sıradan bir sprint yarışı olmayacak.
    Sprint ne dıbına koyduğum onu açıkla önce.
    H: Ölüm kalım yarışı olacak aynı zamanda.
    E: Ha ?
    H: iki yarışçının da bir eli direksiyona koli bandı ile yapıştırılacak.
    E: Peeekiiii. Hadi başlayalım.
    ( https://youtu.be/PGfSaVDymjk )
    Arabaya geçtik. Ama bu sefer yarışı başlatacak kızda bir değişiklik vardı. Umut ile çok samimiydi. Yoksa sevgilisi falan mıydı? Yok lan bu meteor o kazmaya bakmaz. Aaa ötpü, ananı satayım o züt ne. Of kalktı.
    Hakem geldi ve arabanın içini görünce şok oldu :
    H: Turkiye'de sağdan direksiyon kullanmak yasak değil mi ?
    E: Yakalanmadığın sürece sanırım hayır.
    H: Pekala, Sağ elini direksiyona koy. iyice kavradığından emin misin ? Pekala, güzel. Fazla sıkmadım umarım ?
    E: Hayır.
    H: Bol şans.
    E: Sağol.
    Korku filminden çıkmış gibi somurtmama rağmen insanlar beni normal karşılıyordu. Gerçi herkesin kötü günü olabilie gayet normaldi bence.
    Kız sol elindeki meşale yaktı. Sağ elindeki meşaleyi de yaktı. Önce gövde hizasına, daha sonra baş üstüne daha sonra da yere fırlatarak yarışı başlattı.
    Kalkışta nedense tüm gücünü kullanmıyor gibiydi evo, ama kalkarken burnu benden öndeydi. Belki de gücü yerine torka vermişti güç dağılımını ? Bu soruya yanıtı verecek ilk yer ilk virajdı. ilk viraja gelene kadar düzlükte ne beni geçmeyi denedi ne de aramızdaki fark açıldı. Böyle sürmek ne kadar doğru bilmiyorum fakat dikkatli olmalıyım. En ufak bir hata insanı ölüme zütürür. Ve işin ilginç yanı viraj alma açımı ne kadar kısıtlayacak bilemiyorum.
    ilk viraja geldik. Vitesi viraj girişine kadar 4'ten 3'e çektim ve motor freni ile 20x100 devire kadar düştüm. Viraja girerken hill and toe ile 2. viteste düştüm ve direksiyonu kırdım. Kırarken aracın yeteri kadar dönmediği ve biraz daha dönemezsem bariyerlere gireceğimi fark ettim. Umut ise hâlâ arkamda ve benden daha düzgün bir şekilde viraj alıyordu. Direksiyonu kırmak için neredeyse kas tendonlarımı koparacaktım ama 1 turu anca döndü. Bariyerle aramdaki mesafeden çimen bile geçemezdi. ilk virajda analizini tamamladığım şeyler :
    - Umut'un torku ve dönüş çapı benden daha fazla, hpsi ise hemen hemen aynıydı.
    - Direksiyon tam tur bile dönmüyor ancak 0.75 kadar tamamlıyordu. Bu da demekti ki araç yön bulamıyor.
    Aklıma bir fikir geldi, virajı alırken direksiyonu kırıp ondan sonra vites düşürüp daha çok hızlanacaktım. Hem yarış çizgim değişecek ve bu bana ivme verecekti. Hemde daha rahat dönecektim. 2. viraja girerken bunu denedim ve daha iyi bir sonuç aldım. Eğer böyle giderse bu yarışta yenilirdim. Bu yüzden 4lü virajda su yolunu yine kullanarak arayı açmam gerekliydi. Ama aklımda bir plan daha vardı. Viraj çıkışlarında da su yolları bulunuyordu. Bu su yollarını kullanmak bana ivme verecekti. Tabii bu planları 4lü viraj için kullanacaktım.
    3. ve 4. viraj da aynı şekilde geçti. ( https://youtu.be/t5umckO0JUE ) 5. virajı alırken arkamdan tamponuma bir şeyin dokunduğunu ve aracın dengesinin kaybolduğunu hissettim.
    Bin evladı bana arkadan çarpmıştı. Viraj sola doğruydu bu yüzden araç yavaş yavaş viraj dışına sürüklenirken sola doğru spin atıyordu. Drift yaptığım için direksiyon sağa dönüktü. Debriyaj ve frene basarak direksiyonu sola kırdım. Beni iyice sinirlendirdi bin evladı. Spin atarken yanımdan geçişini gördüm. Sanki hayatım gözümün önünden kayıyor gibi yavaştı. Ve o yavaşlıkta bu binin sırıtışını gördüm.
    4lü viraja az kalmıştı ama arabam resmen durdu ve yeniden çalıştı. ilk virajda ters yönü kullanarak çimenlerin olduğu su yolunu kullandım. ikinci virajda ise su yolunu kullanıp aracın gövde kısmını hafif bir şiddette bariyerlere çarparak reverse drift yaptım ve viraj çıkışı su yolundan devam ettim. Neredeyse yakalamıştım o bini. Sinirden deliye döndüm. Yine hiçbir şey hissetmiyordum. Arkasına geldim ve su yolunu kullanarak çimenlerde geçmeyi deneyecektim fakat karşı şeritte bir otomobil göründü. Bende bunun arkasında durdum ve olduğum şeritten çıkmadan drift yaptım. Her tarafta alkış tutan insanlar vardı. Herkesin yıldızı olmam bir yana 4 lü viraja gelmiştik. Umut'u 2. viraja girerken geçtim. 3. Viraj sonunda bana tekrar vurmayı denedi ancak ben virajı aldım. Daha sonra onu arkamda görmedim.
    Yarış bitmişti ve ben kazandım. Elimdeki bant hâlâ duruyordu fakat umurumda değildi. Eve doğru gidiyordum. Aklımda tek bir soru vardı. Buse şuan ne yapıyor ? Ne yaptığını merak ettiğim için onların arka sokaktan girdim. Motoru durdurdum ve aracın içinde beklemeye başladım.( https://youtu.be/gSSZT8k2pSc )
    Beklediğim gibi bir süre sonra Hakan ile birlikte geldiler. Hiçbir şey demeden Çam Ve iğne ormanına doğru yola koyuldum. Cebimde 70 tl para vardı. 2 bira daha aldım ve geceyi seyrettim. Doğadaki her dişi böyleydi. Yaratan her şeyi böyle bir düzen içinde mi yaratmıştı cidden ? Yoksa insanların duyguları ile günahları aynı şey miydi ? Belki de cehennem dünyadır ama biz farkında değilizdir. Duygularımız bizim günahlarımızın bedelidir ?
    Her neyse dedim ve yaktım bir sigara.
    Biram bitince eve döndüm.
    A: Neredeydin, niye açık değildi bu telefon ?
    E: Sana da iyi geceler.
    A: Çabuk buraya gel. Araba nerede ?
    Çıkar ve arabaya bakar.
    A: Anasını gibmişin lan arabanın.
    Çıktım ve ılık bir duş alıp oda kapımı kitledim. Saat gecenin 2 siydi. Yatağa uzanmam ile sızıp kaldım. (To be continued) ...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster