/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +2
    (Eirene present iyi okumalar diler. https://youtu.be/EN-yoK3ZJC4 )
    Buse bunu diyince bir an afalladım.
    E: Ben geliyorum ama enişte kızmasın ?
    B: Bu ne, bir tür sevgililik sorgulama uygulaması falan mı ?
    E: Kayın Peder diyecek halim yoktu.
    B: Evlilik teklifimiydi şimdi bu ?
    E: Hayır angut, evdekiler bu kim demesin ?
    B: Ev boş. (Hafif sırıtma)
    E: Hee beni eve atacaksın yani ?
    B: Onca erkek içinde seni seçtim sende haklısın.
    E : Şuan biraz incin ve terli olsam bile hâlâ giderim var yani.
    B: Gider konusunu açma başımıza elektrik faturası yazarsın.
    E: Normaldir, çok ciksiyim.( Tam bir bin sesiyle)
    B: Hâlâ burada duracak halimiz yok. Yağmur artıyor.
    E: Haklısın, peki komşular sıkıntı etmesin ?
    B: Henüz tanışmadık, ev boş, ailem fark edemez, sevgilim yok, takıldığım biri ya da beni seven biri de yok. Daha sorun yoktur umarım ?
    E: Var.
    B: NE !
    E: Böyle güzel pasta yapmayı nereden öğrendin ?
    B: Ha ?
    E: Neyse, ev ne tarafta ?
    Kolundaydım ve yavaş yavaş eve doğru gidiyorduk. Sorularımı ev için saklıyordum. Sokağa gelene kadar sırıl sıklam olmuştuk. Gerçi onda bir sey yoktu. Hırkam onu korumuştu. Apartmana girdik. Evi 2. kattaydı. Yavaş yavaş merdivenleri çıktık. Aramızda garip bir bağ oluşuyordu. Bunu göremiyordum, ya da söylesem gülerdi belkide. Ama cidden hissedebiliyordum. Hissetmeyi geçtim, bu Allah dışında inanabildiğim 2. soyut gerçeklikti. inanmak bu değil midir zaten ? Varlığını göremediğin şeye bağlanmak, o canlı olmasa bile somutmuş gibi davranmak.
    Kapıyı açmak için kolumdan çıktı ve eğildi. Pantolonu ıslak ve dardı. Donunun çizgisini görüyordum. Sonra durdum ve dedim ki, iki dakika da çadırı kurma lan gibik. Hemen tav olma kıza. içeri geçtik.
    B: Çok ıslanmışsın.
    E: Hiç belli olmuyor değil mi ?
    B: Ne demezsin (kikirdeme).
    B: istediğin bir şey var mı ? Aç mısın ? Ya da içecek bir şey istiyor musun ?
    E: Su.
    B: Bu kadar mı ?
    E: Varsa sade sodanı da alabilirim.
    B: Pekâlâ. Sen salona geç. Ben geliyorum.
    Salona geçtim ama çok ıslaktım. Antrenmandan sonra çoraplarımı değiştirmediğim için yedek çorabım yoktu. Öğlen voleybol oynarım diye yedek tişört de getirmiştim. Salonda yavaşça üstümü değiştirmeye başladım. Gömleği yavaş yavaş çıkardım. Atlet su içindeydi. Maalesef yedek atletim yoktu. Tam atleti de çıkarıyordum ki :
    Buse: Hiii (korkma efekti) sırtına ne oldu ?
    *Flashback*
    Ben: Ya Gürkan dıbını delerim bak şu kızı rahat bırak.
    Gürkan: Ne olacak lan gibik ? El âlem-in kızını korumak sana mı düşüyor ?
    B: Korumuyorum, tam aksine senin yanlış yolda olduğunu ve ceza alabileceğini söylüyorum. Kızı her fırsatta parmaklıyorsun. Ya dayak yersin ya da ceza alir-
    G: Senin korumana mı kaldık lan.
    Beni itmişti, daha sonra kafamı çarpıp düştüm. Bir sürü darbeden sonra takatim kalmadı ve bayıldım. Uyandığımda ise başımda bir hademe beni tokatlayarak ayıltmaya çalışıyordu. Ama sınıfta bir gariplik vardı. Yerler kan, bir sıra ise ayağı kan içinde havadaydı. O kan yere damlayarak rahatsız edici bir ses çıkarıyordu. Sağ kolumu oynatamıyordum. Bu hademe kimdi ? Ben neredeydim ? Burası benim okulum muydu ? Hangi sınıftı ? Saat kaçtı ? Sağ omzum neden ağrıyor, sağ kolum neden hareket etmiyordu ? Koridorda koşarak gelen biri vardı. Eirene diye bağıran bir kadın ? O kimdi, yoksa annem mi ? Sesi çok tanıdıktı. Dünyanın en güzel kadınının sesiydi o. Annemdi. Gözlerimin önünde karanlık bir perde vardı, hareket edemiyordum. Kımılda hadi lanet olası beden, bu soğuklukta ne ? Yine mi şuurumu kaybediyorum ?
    • Now*
    E: Ufak bir sakatlık.
    B: Dikiş izleri pek öyle demiyor ama ?
    E: Peki sen bugün Özge ile kavga ettin mi ?
    B: Biraz tartıştık.
    E: Aç o biraz kısmını.
    B: Senin yanına gitmek istediğini, benimde onla birlikte gelmemi söyledi. Ama gitmek istemediğimi belirttim. Bana seninle bir derdim olup olmadığını, geçen gün bizi yolda konuşurken gördüğünü ve ne konuştuğumuzu sordu. Bende geçiştirdim. Birden kavg-
    E: Anladım devdıbını anlatmasan da olur. Peki sen niye gelmek istemedin ?
    B: Imhh şe-
    E: Dur tahmin edeyim, çünkü korktun.
    B: Yaaa hay
    E:Evet.
    B: Biraz.
    Benden korkması iyi bir şeydi. Bu onun yanlış yapmaması için yeterli bir sebepti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster