-
26.
+2Sıraya geçtim.Tümünü Göster
Didem (sınıfın spor başkanı): Kıyafeti olmayanlar bahçenin bu köşesinde sıraya geçsin.
Kerem (Didem'in yannaklı versiyonu): Gençler rahat, hazır ol! Sağ baştan say.
Ben: 35 ve son.
Beden derslerini severken aynı zaman da nefret ederdim. O kadar dar eşofman ne dıbına koyayım. Ben o kadar dar eşofmanla adım atamam, ama kız kalkmış "Hıçım bının dışındı kyfıtlı rıhıt ıdımıyırım." Sus otur yerine ağzının yayını gibmeyeyim senin. Şahsen çok fazla kız kesmeyen biriyim, kabul arada bakıyorum ama onu da merak ettiğim ya da ilgimi çektiğim için. Hep erkeklerin salaklığı. Siz kızların içindeki istenme duygusunu arşa çıkararak en büyük zararı kendinize verdiniz, onları arzulayarak ağlarına düştünüz. Siz nasıl bir abazasınız ya.
Ha gerçi erkeksin arzulaman gayet normal ama işin kilit noktası şurada :
-Arzularını belli edersen gider. Ben henüz seni seviyorum diyipte bir kızla fck buddy ya da adam gibi uzun ilişki yaşayan görmedim.
Sıra dağıldı ve hoca bizi her zaman ki gibi serbest bıraktı. Bugün günlerden perşembeydi. Perşembe günleri 1 saat basketbol antrenmanım olurdu. Çok fazla sportifi biriyim. Ve bu çok güzel bir şey. Insanlar 1 km yürüyüp nefes nefese kalırken (Taekwondo antrenmanlarım hafta sonları 2'şer saat), ben Taekwondo'dan çıkıp eve yürüyordum.
Bugün basket antrenmanım var diye basketbol oynayasım vardı.
Kerem, Kaan, Yiğit ve Cengiz oynuyordu.
B: Gençler hangi takım güçsüz, ben oraya geçeyim ?
C: Yavşak ve satıcılar giremez.
B: Çıkta kural ihlali yapan kalmasın.
C: Gençler ben oynamıyorum, size iyi oyunlar.
B' Tamam lan tamam bebelerin topunu elinden almak bana yakışmaz.
Açıkçası Cengiz çok gurur yapıyor. Hayır bekaretini falan da bozmadım bu ne gurur ? Ya da menstural döngü vakti falan geldi. Çokta umurumda değildi. Voleybol oynamayı daha çok seviyordum. Hem orada Namık adında Taekwondocu bir arkadaşım daha vardı. Aramız süperdi ve karşılıklı tekmeyle voleybol oynardık.
N: Vuaaay kardeşim sen buranın yollarını bilir miydin ya ? (Yavşakça siritmalar)
2 ders boyunca voleybol oynadık, kızların topa ayakla vurmayın artık diye sitemlerini çektik. Ve ben ne yaptım, bilin bakalım ne yaptım. Dur ama önce bir tahmin et. Hayır, bilemedin. Tabii ki Ebruyu dikizlemedim, dikkatini çekmemek için zutumu yarmadım, sadece akışına bıraktım. Ömer ile Ebru yan yana gelince bile giblemedim. Kısacası mükemmel bir bad boy oldum. Bunla bad boyluk diye dalga geçmem bir yana, bence en doğru davranış stili buydu. Şimdi ne yapayım kız Ömerle birlikte diye gidip Ömer'i ya da Ebru'yu mu öldüreyim ? Ya da benle birlikte olmazsan intihar ederim falan mı diyeyim ? Ne yapıcam bunu, işim olmaz. Tek kız Ebru değil. Ve kızlarla yaşadığım hiçbir şey tesadüf değil.
Üstümü değiştirip sınıfa çıktım. Geçtiğim her yer parfümüm kokuyordu ve işin garip tarafı benim terim kokmazdı. Sınıf kapısından içeri doğru giriyordum ki :
Özge : Eirene.
B: ?
Özge : Gelir misin ? Sana ihtiyacım var. (Gözleri yaşlı, rimelleri akmış)
Şimdi gerçekleşecek sahne resmen birbirini pazarlama olayıydı. Hepinizin başına ya gelmiş ya da gelecektir. Tavsiyem kendinizi mümkün olduğu kadar ağırdan ve nazlı satın. Ha bu bana yakışmaz derseniz ve iyi cucuk olmaya devam ederseniz kız sizin orada ilginizi sanki paranızı yer gibi yiyip sonra giblememeye ya da yanınıza gelmemeye; hatta ve hatta siz niye gelmiyorsun gibi sorularla kızın üstüne gittiğinde bahaneler ile sizden kaçacaktır. (tu bi kuntúnyúd)
başlık yok! burası bom boş!