-
1.
-1Vakit geldi, korkunun ecele faydası yoktu. istemeye istemeye kavganın olacağı parkın oraya gitmiştim. Okul çıkışından yaklaşık 700 metre sonra bir yerdeydi bu park. Giderken yolda Özge'yi gördüm. Sanırım o da izlemeye gidecekti. Yanında yeni kız Buse'de vardı. Bilin bakalım kimleri de gördüm. Bildiniz Ebru ve tayfasını. Ama konu Cengiz'di. Bir kızı düşünerek kavgaya gidemezdim. Beni görmemeleri için farklı ama biraz daha uzun bir yoldan gittim. Kafamda tüm plan ve motivasyonum hazırdı. Herkes yerini almış - Cengiz dahil- Berkay'ın gelmesini bekliyordu.Tümünü Göster
Allah'ım ne kadar mükemmelim yaaa. Ben olmasam ne tak yiyeceksiniz siz. Tam da tahmin ettiğim gibi, Berkay 7 kişi ile gelmiş, Cengiz tek (ben hariç), diğerleri ise izleyicilerdi. Bir şey daha vardı, Berkay'ın yanında Ömer'de gelmişti ve ben ciddi anlamda sinirlenmiştim.Ebru izlemeye geliyor huur evladı kıza kötü örnek olma.
( https://www.youtube.com/watch?v=mY--4-vzY6E =)
Berkay: Sözünün eri çıktın sen ya (yavşak gülüşü ile gözlerimi kanattı huur evladı)
Cengiz: Aynı şeyi söyleyemem senin için, hani teke tek çıkacaktın ?
Berkay: Öyle bir şey söylemedim.
Cengiz: At yalanın yalayayım inananı...
Eirene: Gençler bensiz ortam ayb oluyor ama.
Cengiz ve Berkay: Sen karışma.
Eirene: Söz veremiyorum (her zaman ki bin sırıtışı)
Eirene: Cengiz yürü gidiyoruz gibmeyeyim dalağını ( o sırada ensesinden kedi gibi tutup sürüklemeyece başlayacaktım)
Cengiz: Ya saçmalama ne diyon lan
Tam o sırada Berkay üzerime doğru koşmaya başladı.
Eirene: Sen hayırdır yannam.
Buna Dwi-cha-gi dediğimiz teknik ile karşılık verdim. O benim üzerime gelirken belirbi bir mesafeye gelince (zaten arkam dönüktü) vücudumu biraz öne eydim ve ayağımı suratına vurdum.
Mert: işte bu anlaşmada yoktu Cengiz.
O sırada Berkay yerde ah yüzüm vah yüzüm diye kıvranıyordu.
Eirene: (Cengiz'i bıraktım) Madem yok gel dal erkek gibi, zütün yemedi mi ?
Mert üstüme doğru yürümeye başladı, gardımı aldım. Ama sıkıntı şuydu, daha önce hiçbir karateciye karşı müsabaka yapmadım.
Mert önce vücudunu arkada tutarak bana bir yumruk attı, yumruk sağımdan geldi, tek elim cebimdeydi, sağ elim ise açıktaydı. Olduğum yerde başka hiçbir şey yapmadan sola doğru yarım daire çizdim. Mert bu sefer tekme atmaya kalktı. Sıkıntı ise şuydu bacakları çok açıktı. Tekmesini baya yukarı kaldırmıştı. Ama yer mi anadolu çocu, kaldırdığı ayağına vurdum. ister istemez daha çok bacağı açıldı ve denge merkezi kaydı. Tam o sırada öbür ayağına vurdum ki denge merkezi bozulsun ve düşsün.
Eirene: Şimdi Cengiz böyle dayak yemek istemiyorsan kalk gibtir git evine ne tak yiyorsan ye bir daha da şu angutlarla muhatap olma.
Cengiz: (Senin annen ile muhatap olayım bakışları ile) iyi be kes! Gibtir git bir daha benle konuşma.
Ulan gavat dayak yiyecek sensin, ben seni kurtarıyorum.
Eirene: Mert ve Berkay, bu iş burada kapandı. Bir daha ne Cengiz'e sataşıyorsunuz ne bana.
Açıkçası bunun burada kapanmayacağından adım kadar emindim. Berkay daha yerden kalkamamış, Mert'in ise bacak kasları çok ağrımıştı. Bir zahmet o kadar da olsun anasını gibiyim 5. sınıftan beri taekwondo, 8. sınıftan beri kick box yapıyorum.
Etraftakiler hayretle bana bakıyordu bu gibik niye tüm eğlenceyi bitirdi diye. Açıkçası bu kadar fazla dikkat çekmeyi, kahramanlık yapmayı, tüm gözleri üstümde tutmayı sevmem. Amma ve lakinus Cengiz'e de zamanında kardeşim dedim dayak yemesine de göz yumamam.
Velhasıl tam eve doğru yürüyordum ki aklımda şu soru vardı
NEDEN ÖMERiN DALAĞINI GiBMEDiN ?
Kendi kendime yanıtladım. Ebru'dan ne kadar hoşlansam bile bunu yapmak yakışı kalmaz. Birkaç adımdan sonra Ebru'nun bana bakışlarını fark ettim. Yine aynı hayalet görmüş bakışlar... Tamam be vazgeçtim senden ne zorluyorsun beni ? Seni düşünmüyorum, senle konuşmuyorum, yaklaşmıyorum. Dikkatini çekmemek için kılı kırk yarıyorum zaten.
Birkaç adım daha atınca fark ettim ki arkamdan Eirene diye sesler benle birlikte geliyordu.
Özge: Eirene, neden böyle bir şey yaptın ? Ya dayak yeseydin ?
B: Yemem korkma.
Özge: Ya yeseydin.
B: O zaman dayak yerdim.
Özge: (Dona kalır ve aniden sesi yükselir) YA NASIL BU KADAR RAHATSIN ? YA KAŞIN GÖZÜN PATLASAYDI ? YA KABURGAN KIRILSAYDI ?
B: Ne olacak ? iyileşince intikdıbını alırdım.
Ö: YA SEN NASIL BiR ODUNSUN.
(Bu konuşma olana kadar parkın kimse olmayan ücra kısmına doğru Özgeyi çekiyordum. Benden yola dikkat edememiş anlaşılan.)
B: O sesini alçalt yoksa... (Giblemez bir tavır ile)
Ö: YOKSA NE ?!
Aniden bunu belinden tutup dudağına yapıştım. O kadar hızlı oldu ki benden daha çok mala bağlamıştı. içimden ZUHAHAHAHAHA iNTiKAM BÖYLE ALINIR YANNAM desem bile, o an çok hoşuma gitmişti. O dudaklardaki tat... Anlatılmaz yalan öhöm yaşanır. Neyse, biz şimdi ne olduk tavırlarına girmezse iyidir. iki öpünce biz şimdi ne olduk tavırlarına giriyorlar ya. Uyuz oluyorum anasını gibiyim. Biz şimdi 4N4N olduk 4n4n.
Sanırım öpücüğün şiddeti ile nefessiz kalmıştı. Kafasını yavaşça geri çekti ve gözlerime baktı. Gözleri doluydu, bir elim incin saçlarında, öbür elim ise belindeydi. Kızın hiç itirazı yoktu, kollarıma kafasını yasladı ve gözlerini kapadı. Derin derin nefesler alarak, gözlerini kapadı. Birer, ikişer damla döküldü gözlerinden. Pekte umrumda değildi açıkçası, hep erkek milleti mi kızlar için göz yaşı dökecek ? Biraz da siz dökün huur evlatlarıııııı.
Özge: (Bana doğru yavaşça yaklaşır ve göz kontağını iyice arttırır) Beni bir daha bu kadar korkutma tamam mı ?
iki eli de yanaklarımdaydı. Yumuşacık ellerin vardı be Özge ama ne bileyim be kızım, Allah bi seni yaratmış bir de Ebruyu.
B: Bana yapabileceğim şeyleri söyle lütfen.
Özge daha da çok yaklaşmıştı dudağıma, dayanmam lazım demiyordum kendime ya da gibim bile kalkmamıştı. Çünkü bunlar benim için sıradan şeylerdi. Bir kızla yiyişmek ya da gibişmek. Ama bu zamana kadar çok nadiren gibiş düşünmüşümdür. Elinde sonunda gibişicem zaten niye hayali ile yaşayayım ki ? Ama bu durum Özge için geçerli değildi. Füzeler dikilmiş, vücut ısısı yükselmiş, tahminlerim doğru ise Niagara şelalesi gibi olmuştu. Kimse tarafından görülmemek için bunu yavaş yavaş ağaçların oraya doğru iteledim. Boynuma ve karın kaslarıma dokunuyordu. Kız olsam bende dokunurdum yalan yok o özenle kesilen sakallar, özenle yapılan vücut. Tamam six pack olmasa bile gayet kaslıydı bence. Denize girdiğim zaman diğer kızların ilgisini ister istemez çekmeye yetiyor hatta artıyordu. EE NE ZANDIN YEĞENiM ANADOLU ÇUCUU PROTEiN TOZU BASAR MI HiÇ. El emeği göz nuru bunlar.
Birazcık yiyişmenin ardından kendimi geri çektim ve:
B: Artık eve gitsem iyi olur.
Ö: Yaa, hayır biraz daha benle kal.
B: Özge, işim gücüm var.
Ö: Yaa amaaa.
B: Özge, son defa söylüyorum, ikiletme lütfen.
Açıkçası Özge'nin çok hoşuna gitmişti, göz bebekleri normalden kedi gözüne dönmüştü ama saat 4.50 olmuştu. Telefonumda 9 cevapsız çağrı vardı. Annem dalağımı gibmezse iyidir. Gerçi gibiyorsa o gibsin, o kadar yetiştir emek ver büyüt bi dalağını gibmeden evlendir yok yaaa aaaa.
Neyse yola koyuldum ama telefonla annemi geri aramaya zütüm el vermiyordu. Evde beni neler bekliyordu ki kim bilir.
Dükkandan içeri girdim, dükkanın sonunda bir kapı var. O kapı bizim eve açılıyor, ayrıca dışarıdan bir giriş daha var. Ama ben o kapıdan girmeyi seviyorum. Kapı açılırken kapıya asılı ufak çanlar var onlar çalıyor çünkü. Tam kapıdan içeri girmeye hazırlanıyordum kiiiiiii ... (TO BÜ KONTÜNYÜD)
başlık yok! burası bom boş!