/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +1
    Koltuktan kalktı ve bana ilk iş olarak yürümeyi öğreteceğini söyledi. Sanki yeniden doğmuş gibiydim yeniden doğmuş,her şeyi yeniden öğrenecektim.Ve aklımda delice sorular vardı. Tüm insanlar ölünce böyle mi oluyor? yada Niye ben böyle oldum? gibisinden.Ama onları şimdilik fazla gibime takmadım, meraklıydım.Ruhumun çok güçsüz olduğunu fark ettim. Ruhun ne kadar güçlü olursa o kadar rahat hareket edebiliyormuşuz. Bende diyordum bu kız beni ve cesedimi nasıl taşıdı?Şimdi bazı şeyler yerine oturmaya başlıyordu fakat daha çok öğrenecek şey vardı. Henüz yürümeyi öğrenememiştim. Biraz uğraştı fakat sonuç alamadı. Senin ruhunu kuvvetlendirmemiz, güçlendirmemiz lazım dedi. Aklıma Gym gibi bir yerde kas çalışacağım gelmişti. Aklımdan geçenleri okuduğunu söylemiştim ya.Güldü ve "hayır gerizekalı öyle değil" dedi. Bende güldüm.Bir yere gitti bense koltukta oturuyordum. Gücüm bira şişesini kaldırmaya yetecek kadar azdı. Geri geldiğinde elinde birkaç kitap vardı.Şimdi hepsini teker teker okuyacaksın dedi.Ne kadar kabul etmek istemesem de kabul etmek zorundaydım.Çünkü yapmaz isem daha yürümeyi bile beceremeyecektim. Sıkıcı kitapları okuduktan sonra tekrar denedik.

    Bu arada neden kitapla ruhun bağlantılı olduğunu anlatayım. Aslında ruhu geliştirmek kendini çoğu şeye hazırlamak gibidir. Sadece kitapla olmaz birinin başından geçenleri okumak, hikaye okumak gibi şeyler de ruhu güçlendirir.

    Elimden tuttu ve ayağa kaldırdı.Eli yumuşacıktı bembeyaz teni adeta parlıyordu. Sanırım ona aşık olmuştum.Bir anda elini bıraktı fakat düşmüyordum ayaklarım üzerinde durabiliyordum.Şimdi yürümeye çalış dedi. Aynı dünyadaki gibi yürü. Evet başarmıştım sonunda yürümeyi başarmıştım. Kendimi bebek gibi hissediyordum. Sonra yürüye yürüye mutfak gibi bir yere geldik.
    Ona ismini sordum oda bana "Eapel" dedi. Biraz garipsemiştim ama kabullendim. Eapel in üzerinde ona biraz uzun gelen bir tişört vardı onun dışında hiçbir şey yoktu. Cildi pürüzsüzdü. Tişört kalçasının azıcık aşşağısındaydı.Ona bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Bunu farketmiş olacak ki elindeki tavayı başıma çaldı. Gerçi acımıyordu ama ben bağırmıştım korkudan. Sonra acımadığını fark ettim ve elindeki tavayı alıp bir daha vurdum. Cidden acımıyordu, ölümsüz gibiydim.Bu arada ailemi merak etmiyor değildim. intihar ettikten sonra 3 gün geçmişti. Elbet ki anlamışlardır kaybolduğumu.En çok ta kardeşim Elif i özlüyordum. Sanırım onları ziyarete gitmeliydim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster