/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 176.
    +9
    Az sonra, “Nereye gidelim?” diye sordu. “Nereye isterseniz!” dedim. “Eminönü uzak mı buraya?” diye sordu gülümseyip. “Yok, uzak değil. Şu aşağıdan otobüslere bineriz... ” derken kesti sözümü ve “Aman boş ver otobüsü falan. Taksiyle gideriz!” dediğinde, “Gerek yok, hem çok yazar!” dedim. “Aşk olsun, sana para ödetirim diye mi korkuyorsun?” dedi. Bu sözleri canımı sıktı, “Yok, Estağfurullah, olur mu öyle şey!” dedim. 

    Meryem Hanım, “Yok, sen beni yanlış anladın, o manada demedim ben. Sen öğrenci adamsın, sana para ödetmem ben korkma!” dedi. “Yok, ne korkması. Gerek yok, ben hallederim!” dedim, ama Meryem Hanım, “Yok yok, ben biraz alışveriş filan da yapıcam, haftaya eve dönücem çünkü!” dediğinde yutkundum. Demek Meryem Hanım haftaya evine, Sivas’a gidecekti. Ve kim bilir ne zaman dönecekti. Hem dönüp dönmeyeceği de belli değildi ayrıca. Onu gibme arzusuyla yanıp kavruluyordum, ama Meryem Hanım haftaya gidecekti. 

    “Neden? Biraz daha kalın! Genç çocuk ne de olsa... ” derken, “Yok yok, artık eşek kadar adam oldu. Bu saatten sonra da zor adam olur. En iyisi işler daha taka sarmadan ben döneyim!” dedi. Kahvaltının ardından giyinip hazırlandım ve salona geçtim. Meryem Hanım da bu arada bulaşıkları yıkıyordu. Az sonra o da giyinmek için Cemil’in odasına girdi. Daha önceden kapıyı kilitlerken, şimdi kapıyı kilitlememiş, sadece kapatmakla yetinmişti. Birkaç dakika sonra çıktı odadan ve salona geldi. 

    Çok güzel ve çekici görünüyordu. Uzun, siyah renkli ve pileli bir etekle parlak beyaz bir gömlek giymişti. Gömlek vücuduna oturmuş gibiydi. Karnı, göbeği ve daha önemlisi iri, şişkin memeleri altında belli oluyor, sutyenin izi rahatça görünüyordu. Başını büyük ve renkli bir türbanla bağlamıştı. Ayağında ten rengi parlak çoraplar vardı. Bakınca gözlerine kalem, kirpiklerine de rimel sürdüğü kolayca anlaşılıyordu. 
    ···
   tümünü göster