/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 76.
    +12
    Meryem Hanım hazırlanmıştı. Geçen günkü pardesüsü vardı üzerinde. Ancak bu kez makyaj yapmamıştı. Çenesinin altından sıkıca bağladığı büyük başörtüsüyle yaşından büyük gösteriyordu. Arabaya binerken Serhat Cemil’e, “Cemil sen arkaya annenin yanına otur, arkadaş da yanıma geçsin!” dedi. Meryem hanımın külotuna akıttığımı Serhat da biliyordu ve o yüzden kendince beni Meryem hanımdan uzaklaştırmaya çalışıyordu. 

    Cemil ve annesi arka koltuğa geçerken ben Serhat’ın yanına oturdum. Serhat yol boyu Cemil’le konuşurken benimle hiç konuşmadı. Aynı şekilde Meryem hanımdan da hiç ses çıkmıyordu. Gelmemden ikisi de rahatsız olmuştu, ama arada Cemil olduğundan bir şey diyemiyorlardı. 

    Lüks sayılabilecek bir kebapçıya gittik. Serhat sert tabiatlı olmasına karşın bonkördü. Cemil ve ben hapur hupur midemizi doldurduk. Meryem Hanım ise oldukça sessizdi. Ürkek ve çekingen bir şekilde yiyordu yemeğini. 

    Eve döndüğümüzde Meryem Hanım odaya geçip kapıyı kapatırken, ben Cemil’e Serhat’la ilgili sorular sordum. Serhat’ın lokantacılık yaptığını, durumunun fena sayılmadığını, evli ve 2 kızının olduğunu söyledi. Anne ve babasının Sivas’ta yaşadığını, ayda yada iki ayda bir Sivas’a onları görmeye gittiğini söyledi. “Sivas’a geldiğinde bize de uğrar!” dedi. Tabii bu uğramalarda Serhat’ın annesini gibtiğinden habersizdi Cemil. 

    Biz konuşurken Meryem Hanım odadan çıkıp yanımıza geldi ve “Saat kaç?” diye sordu. Cemil de ben de kol saati kullanmıyorduk. Cemil telefonuna bakıp saati söylerken, annesi, “Oğlum, şu duvara bir saat asın da dakka başı saati sormayayım. Sen de rahat et, ben de!” dedi. Meryem hanımın bu sözleri kafamın içinde şimşekler çaktırdı bir anda. “Tamam, ben hallederim!” dedim Cemil’e. 
    ···
   tümünü göster