-
76.
+3O herif koluma mızrağını saplayıp gitmişti. Bizde o halimizle gece boyu kaçmıştık. Aklıma gelen tek yer buraya gelmeden önce Yuğh ile bulduğumuz mağaraydı ve oraya sığındık. ilk kez, o zaman yüce bir varlığa ihtiyaç duydum. Sürekli "Gavam" diyordum. Gava-Koru demekti ve sonuna m harfini getirdikleri zaman "Koru Beni" oluyordu. Peki kime diyordum bunu? Bilmiyordum. Kabilemiz ile hiç tapınmamıştık...
Eşim mızrağı kolumdan çıkardı ve kıyafetinin bir parçasını kopartıp yaralı yeri sardı. Sabah olunca Yuğh'ta yanımıza geldi. Beni nasıl bulduğunu hiç bilmiyorum. Gerçi günümüzde "bilim" hayvanların koku alma yeteneği ile bunu açıklıyordu fakat o zamanlar büyü, bilimin yerini alıyordu.
Yuğh gelince hemen üstüme atlayıp eşimin sardığı bezi çıkarmıştı. Kızgın kızgın sesler çıkartıyordu. Anlayabiliyordum, yüz senedir onunlaydım. işin yanlış yapıldığını söylüyordu. Yine kendince bir merhem hazırlayıp sürdü. Çok yakıyordu fakat kendimi iyi hissetmemi sağladı.
On yıl boyunca göçebe olarak yaşadık. Eşim yaşlılıktan dolayı ölmüştü. Onu açık bir alanda hayvanlar yesin diye bırakmıştık. O zamanlar öyle yapıyorduk. Bu arada yanlış anlaşılmasın. Bu zamanlarda 30 yıl yaşayanlar şanslıydı. 40 yıl yaşayanlar dede gibilerdi ve 50-70 yıl yaşayanlar genelde reis oluyorlardı.
Bense, hatırlamıyorum. Kaç tane tutulma görmüştüm? Kaç yaşındaydım. 400 mü? Bilmiyorum. Şu an bilim sayesinde milyonlarca yıl yaşadığımı biliyorum ama.
ileri senelerimizde dünyada depremler çağıydı. Volkanlar patlıyor, yerler yarılıyordu. "Ko" diyebiliyordum sadece. Yani kötü. Dilimiz zengin olmadığı için "Cehennem" bile diyemiyordum.
başlık yok! burası bom boş!