1. 1.
    0
    ilk olarak antik yunan’da sofistler olarak nitelendirilen filozofların fikirlerinin liberalizme benzediği söylenir. aristo’nun politika isimli eserinde de bu fikirlerin geçtiği rivayet ediliyor. üçüncü olarak ortaçağda 1224–1274 yılları arasında yaşayan aquino’lu thomas ve ardından timur’u osmanlı devleti’ne saldırtan i̇bn’i haldun geliyor. thomas hobbes, leviathan isimli eserinde devleti özgürlüklerin korunması ve devamı için gerekli görmüştür. o dönemde devletin varlığının meşruiyeti ve kaynağı tartışılıyordu. ama hobbes’un bu konudaki görüşleri kendinden öncekilerden farklı. hobbes öncesi (bazı filozoflar hariç) devletin kaynağının tanrı olduğu ve bu nedenle de doğal olarak devletin meşru bir yapısı olduğu düşünülüyordu. ama hobbes’a göre, devletin varlığının sebebi bireylerin çıkarlarının korunmasıdır. çıkarların korunması aynı zamanda meşruiyetin de sebebidir.

    john locke, siyasî liberalizmin kurucusudur. adam smith ve david hume; yasayı, mülkiyet hakkını ve özgürlük gibi kavramları korumak devletin görevidir diyor. lord acton ve edward mulke ve de bunlardan çok daha fazla etkili olan jeremy bentham faydacı felsefeyi ortaya atmışlardır.

    not: liberalizmin asıl temsilcisi adam smith’dir. ama onu fizyokratlar öncelemişlerdir.
    1-) fizyokratlar (lesefer liberalizmi): 18.yüzyılda gelişmiş bir akımdır. tüketici en çok fayda, üretici en çok kar arayışındadır. _bu anlayışta iktisat din, hukuk, örf-adet gibi değerlerden bağımsızdır. bu açıdan meselâ uyuşturucu madde satışı da ekonomik normal bir faaliyettir. _fizyokrasi (doğanın gücü anldıbına gelir); devletlerin mal ve hizmetlerin üretim sürecine, satıldığı yere hiç karışmamasını yani ekonomik hayata müdahale etmemesini ister. _fizyokrasi fransız kökenlidir. doğal düzen yanlısı iktisatçılardan oluşur. onlara göre yaradan üretim hayatına (ekonomiye) öyle bir düzen koymuştur ki bu düzen kendi kendine işler. yani fizyokratlar tanrı’ya dayanırlar. tek vergi sistemine inanırlar, onlara göre sadece tarım sektöründen vergi alınmalıdır, diğer sektörlerden vergi alınmasını gereksiz bulurlar.

    2-) klagib liberalizm: klagib liberalistler “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” liberalizmidir. devlet ekonomiye hiçbir şekilde müdahale etmemelidir. bu akımın temsilcisi olan adam smith; ekonomik dengeyi sağlayan güç olarak insan çıkarlarının gücünü öngörmüştür. (yaratıcının gücünü değil.) _adam smith’e göre devlet müdahale etmese de insanların çıkarlarının yönettiği ekonomi dengeye gelir. üretimden maksimum kar, tüketimden maksimum fayda elde edilir. i̇şte bu dengenin arkasında kişilerin çıkarları vardır. adam smith bu güce “görünmeyen el” diyordu. _demek ki adam smith de liberalisttir.

    3-) neo-klagib liberalizm: klagibler devletin her türlü müdahalesini nefretle reddederken, neo-klagib liberalist iktisatçılar toplumsal refahın artacağı noktada devletin müdahalesini kabul ederler. ama bu müdahale kısmî olmalıdır.
    +yani neo-klagibler müdahale edilmediği zaman yoğun negatif dışsallığı olan alanlarda devletin dışsallığı içselleştirmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
    ···
   tümünü göster