/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +39
    PART: III

    Kuşatma 7. gününe gelmişti ve ortada hala bir destek birliği yoktu. Üstelik sadece vali Gothe Schfiel’in getirmesi gerek 1000 kişilik süvari değil, diğer valilerinde kendi bölgelerinden göndermeleri gereken toplam 1000 kişilik piyade birlikleri de görünürde yoktu. Kraliçe I. Elisabeth artık içten içe ihanete uğradığını düşünmeye başlamıştı. Kral II. Karl’dan gelen 3. mektupta Elisabeth’e destek vermeyi kesen bütün valilerin canının bağışlanacağı yazıyordu ve Elisabethde yöneticilerinin bu tehdide uymalarından endişeleniyordu. Eğer destek süvari birlikleri gelmiş olsa önce kuşatma zayıflatılacaktı, sonra geri çekilip birkaç gün sonra gelecek olan destek piyadelerle surlar yıkılmış olsa bile işgali önlemeye yetecek bir savunma kuvveti oluşacaktı ama ortada ne bir süvari nede piyade destek birliği vardı. Elisabeth 2000 tane askeriyle, yıkılmak üzere olan Kurfürstentum surlarının içinde çaresizce bir mucize bekliyordu.

    Artık surlar iyiden iyide aşınmaya başlamıştı, onarılmadığı takdirde sadece 1 gün daha dayanabilirdi. Kral II. Karl öne doğru çıktı ve surların ardında kuşatmayı seyreden Kraliçe I. Elisabeth’e baktı. Elisabeth onu fark etti ve diğer valilerde oraya dikkat kesildiler. Kral Karl Savaş üniformasının üstünden malafatını sıvazlayarak Elisabeth’e bakıyordu ‘’birazdan bu içine alacaksın’’ gibilerden ve ardından eliyle de boğaz kesme hareketi yaptı. Kraliçe I. Elisabeth endişeli bir şekilde yutkundu. Artık onunda zütü hafiften üç buçuk atmaya başlamıştı. Elisabeth’e destek vermeyen valiler rahattı, Kral Karl tarafından bağışlanacaklardı ama ona destek veren valiler telaş içindeydiler. Elisabeth’e en başta göstermeleri gereken ama idam edilme korkusuyla gösteremedikleri tepkiyi şimdi gösteriyorlardı. ‘’Sen ne biçim kraliçesin, seni uyardık, (arkadan başka bir vali) senin inadın yüzünden hepimizi kazığa oturtacaklar mutlu musun şimdi’’. Surların tepesinde bekleyen diğer askerler bu konuşmaları duyuyordu ve artık askerler arasında da çatlak sesler çıkmaya başlamıştı. Kaybedeceklerini bile bile profesyonel Germen ordusuyla savaşmak istemiyorlardı. Birer birer askerler azalıyordu. Elisabeth hiddetle kendisine yüklenen valilere karşılık verdi. Eğer korkak bir senatosu olmayıp, kendisine verilmesi gereken destek verilseydi bu savaşı zaferle atlatacaklarını söyledi.

    Elisabeth, Germen orduları surları aşmadan kendisine ihanet eden bütün valileri idam edecekti. Askerlerden birine vali Gothe Schfiel’i tutuklaması için emir verdi ama askerler Elisabeth’in emirlerini dinlemek konusunda kararsızlardı. Çünkü savaş kaybedilirse Elisabeth idam edilecekti ve Kral Karl, onun yerine Gothe Schfiel’i atayabilirdi. Askerler birbirine baktılar, Elisabeth onlara bağırdı ‘’Ne duruyorsunuz tutuklasanıza’’. Elisabeht’in artık kraliçe olarak hükmü kalmamıştı. Gothe Schfiel kuşatmanın başarılı olacağına güvenerek ayağa kalktı ve Elisabeth’e bakarak güldü. ‘’Bu durumun sorumlusu tamamen sensin ve yaptığın hataların bedelini ödeyeceksin Elisabeth’’ dedi. Kraliçe merdiven basamaklarına doğru yöneldi, sarayına doğru yürüdü, emrine itaat etmeyen askerleri de ona eşlik etti. Öyle ya bir şekilde savunma başarılı olursa Kraliçeyle de papaz olmak istemiyorlardı. Elisabeth odasına çekildi, endişeyle bekliyordu, surlar yıkıldıktan sonra Germenlere karşı savunmalarının başarılı olma ihtimali oldukça düşüktü, çünkü onların 7000, kendilerinin ise sadece 2000 kişilik bir orduları vardı. Kadehinden bir yudum içtikten sonra Kraliçe bütün bunları kaleme alan bir yazı yazdı. Veda niteliğindeki bu yazıda nasıl ihanete uğradığı ve bunları kimlerin yaptığı anlatan bir yazıydı bu. Böylece gelecek nesillere aktarılabilecekti.

    8.günün şafağında artık Kurfürstentum surları yıkılmak üzereydi. Son birkaç top atışıyla öğlen saatlerinde sur duvarları daha fazla dayanamadı ve yıkıldı. Artık sur duvarlarında kocaman bir açık vardı. Germen orduları ileriye doğru hareketlendi. Ordunun bir bölümü yıkılan sur bölümlerinden içeri giriyordu, bir kısmı da yıkılmayan diğer sur kısımlarına dev merdivenlerle tırmanıyordu. Kurfürstentum ordusu neredeyse hiç karşı koymadı. Germenler kolaylıkla kaleyi işgal ettiler. Germen bayrakları surların tepesinden dalgalanıyordu. 2000 askerden 500 ü kaçmış, 1250 si savaşmadan teslim olmuş, 250 si öldürülmüştü. Böylece Germen ordusuda olağan üstü bir başarı ve minimum bir kayıpla Kurfürstentum Krallığını ele geçirmişlerdi. Kral II. Karl Kurfürstentum halkının korku dolu bakışları arasında sur kapılarından asil atıyla birlikte içeri girdi. Yanındaki askerleriyle birlikte meydana geldiler ve saray binasının önünde durdular. Kraliçe Elisabeth pencereden onlara bakıyordu. Germen Kralı atından indi, Gothe Schfiel ve diğer vatan hainleri Kral Karl’ın karşısında ip gibi dizilmişlerdi. Gothe, Kral Karl ile konuşmak için öne doğru bir adım attı ve kralın önünde eğildi, sonra da yalakalığına başladı, tebrik etti, Elisabeth’in sarayın içinde olduğunu söyledi. Kral II. Karl büyük bir tiksintiyle Gotheye ve diğer vatanını satan valilere bakıyordu. Yardımcılarına döndü ve dediki ‘’asın bu sefilleri, bugün kendi Kraliçesine ihanet eden yarın beni hayli hayli satar’’. Gothe ve diğer valiler dehşete kapıldılar, kaçmaya çalıştılar ama nafile. Yalvarmaları da fayda sağlamadı. Kral Karl yanındaki askerlerle birlikte saraya doğru yürüdüler. içeri girdiler ve üst kata doğru çıktılar. Artık kraliçe Elisabeth’in kapısının önündelerdi. Kapı kilitliydi ve askerler kapıyı açmak için zorluyorlardı. Elisabeth büyük bir hayal kırıklığı içerisindeydi. Tarihi bir utançla karşı karşıyaydı. Önündeki şarap şişesinden son bir yudum içti ve o sırada askerler kapıyı kırarak içeri girdiler.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster