/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +55
    PART: II

    Kral II.Karl yaptıkları bu mantıklı teklifi küstahça reddeden Kraliçe I. Elisabeth’e o kadar sinirlenmişti ki, batıdaki orduların neredeyse tamdıbını geri çekip Kurfürstentum’e yollama kararı aldı. iki ülke arasındaki savaş Germen imparatorluğunun Frank ve ingiliz topraklarına genişleme planlarının gecikmesi ve güç kaybetmesi anldıbına geliyordu. Kral II.Karl bu durum için ayrıca ekstra sinirlenmişti, çünkü ölmeden dünya gözüyle Frank ve ingilizlerin dıbına koymak istiyordu. Kurfürstentum’un tekliflerini reddedeceğine o kadar ihtimal vermiyorduki vakit kaybetmemek için orduları önceden batıya sürmüştü bile. Elisabeth’in bu tutumu karşısında beyninden vurulmuşa döndü. Artık işi, gücü Elisabethdi, batıyı ve diğer bütün hedefleri gibtir etti, her şeyi, bütün planlarını erteledi, Kurfürstentum’u ele geçirmekte gibinde değildi, artık tek hedefi Elisabethdi. imparatorluğunun planlarını altüst eden, büyük bir vakit kaybetmelerine sebep veren bu kadına öylesine bilenmiş, öylesine bilenmişti ki bütün konsantrasyonunu artık buraya yönlendirmişti.

    Kurfürstentum’a üçüncü ve son kez bir mektup gönderildi. Kral II.Karl dehşet verici bir gazapla geleceklerini ve Kraliçe I. Elisabeth’in artık yaşayan bir ölü olduğunu, onu bütün halkının gözleri önünde zütünden gibeceğini ve orayı işgale gelen bütün askerlerinin sırayla üstünden geçeceğini, artık bu saatten sonra barış teklif etseler dahi kabul edilmeyeceğini, ona destek vermeyi bırakan bütün Kurfürstentum valilerini ve yönetimini bağışlayacağını, aksi taktirde hepsini kazığa oturtacağını belirtiyordu mektubunda. Bu mektup senatoda okunduğunda bütün Kurfürstentum asillerinin zütü üç buçuk atıyordu ama Elisabeth’e itiraz edemiyorlardı çünkü idam edilmekten korkuyorlardı. Elisabeth senatoda çatlak ses duymak istemiyordu, ona göre Germen imparatorluğuyla yapılacak savaşa itiraz etmek vatan hainliğiyle eş değerdi, çünkü bağımsızlık her şeyden önce geliyordu. Komite üyeleride bu durumun farkındaydı ve bu uğurda amcasını bile idam eden inatçı Kraliçelerine ses çıkarmaya korkuyorlardı. Elisabeth babasının yaptırdığı dayanıklı Kurfürstentum surlarına güveniyordu. Öyle ki o zamanın en iyi, en güçlü, en dayanıklı ve sağlam surları Kurfürstentum’a aitti.

    Kutsal Germen imparatorluğunun orduları Kurfürstentum’a yöneldiğinde takvim yaprakları 1390 Temmuz’unu gösteriyordu. Kurfürstentumda bütün savaş hazırlıkları tamamlanmıştı. Senato üyeleri, Kurfürstentum surlarına dayanan Germen ordularının büyüklüğü karşısında panik olmuşlardı. Germenlerin işi ciddiye alıp bu kadar büyük bir orduyla geleceklerini tahmin etmiyorlardı. Geçte olsa cesaretlerini toplayıp Kraliçe I. Elisabeth’i ikna etmeye çalıştırlar, yalvardılar ama ne yaptılarsa ikna edemediler. Elisabeth kendine güveniyordu, Germenleri bu güçlü surlar sayesince savuşturacaklarına inanıyordu. Kral II.Karl da ordusunun başında bu kuşatmaya katılmıştı, bu işgali bizzat görmek istiyordu. Elisabeth Surların tepesinde Germen ordularına bakıyordu. Bir an göz göze geldiler. Karl, Elisabeth’e bakıyordu, Elisabethde Karl’a ve top atışları başladı. Germen topları o kadar şiddetliydi ki, kale içindeki evlerde bile sarsıntı meydana getiriyordu. Halk birden galeyana geldi, tam bir kargaşa, kaos ortamı vardı, herkes bu güçlü top atışlarının surları yıkmasından korkuyordu. Dolar birden 4 liraya fırlamış, Kurfürstentumda ekmek kuyrukları, hastanelerde sıralar meydana gelmişti. Çocuklar ‘’baba, baba’’ diye ağlıyorlardı. Sur duvarlarında meydana gelen derin çatlaklar Elisabeth’i de düşündürmeye başlamıştı. Duvarların uzun süre dayanamayacağının farkına vardı. Kale duvarlarının onarılması gerekiyordu, bunun içinde surların dışına çıkıp Germen ordusuyla çarpışmaları ve birazda olsa Germen ordusuna hasar vermeleri gerekiyordu ancak bu pek mümkün görünmüyordu. Çünkü Germen ordularının sayısı 7000’i buluyordu, üstelik ağır süvarileride vardı. Kurfürstentum ise kısa süre içerisinde sadece 2000 asker toplayabildi. Surların dışına çıkmak intihar olurdu.

    Elisabeth, ülkenin önde gelen asillerinden vali Gothe Schfiel’in kendisine söz verdiği 1000 kişilik destek süvari birliklerinin gelmesini bekliyordu. En büyük güvencelerinden biride buydu ama süvari birlikleri bir türlü gelememişti. Destek süvari birliklerinin gelmesi durumunda Kurfürstentum ordusu kalenin dışına çıkıp kuşatmayı kardırmak için Germen ordularıyla savaşacak, bu sırada destek süvariler arkadan gelip Germen ordusunu arada sıkıştıracaklardı. Böylece en azından Germen ordusuna biraz hasar vermiş olacaklardı ve Germen ordusu tekrar nizami olana kadar zaman kazanıp sur duvarlarını onarmak için birkaç gün zaman kazanacaklardı. Elizabeth’in düşüncesi buydu ama çok daha önceden gelmesi gereken destek hala gelmemişti. Valiye bu durumun sebebini sorduğunda süvarilerin yolda olduğunu ve gelmek üzere oldukları söylüyordu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster