-
1.
+181 -17PART: I
Arkadaşlar beni bilen bilir tarih konusunda mükemmel bir hakimiyetim vardır. Birazdan anlatacaklarım tarih kitaplarında asla bulamayacağınız ve tamamen ekgibsiz yaşanmış bir olaydır.
Olay M.S 1390 da geçiyor. Kutsal Roma Germen imparatorluğu orta ve doğru Avrupa’da istediği hemen her yeri ele geçiriyor. II. Karl yönetiminde ülke adete şaha kalkıyor, neredeyse durmakta olan inşaat sektörü canlanıyor, duble yollar yapılıyor ve her türlü yenilikler II. Karl döneminde yapılıyor. imparatorun amacı doğuda istenilen yerleri aldıktan sonra artık batıya, Franklara ve ardından ingiliz topraklarına yönelmekti. Bunu yapmadan önce doğuda işgal edecek tek bir yer kalmıştı, o da adını bu olaydan sonra alacak olan Saksonya Krallığıydı. Saksonya Krallığının eski adı Kurfürstentum Krallığı idi. Şimdi gelelim bu iki devlet arasında yaşananlara ve Kurfürstentum'um nasıl Saksonya olduğuna.
M.S 1390 da Kral II. Karl Kurfürstentum Krallığına bir elçi gönderir. Krallığının Kurfürstentum hariç doğudaki bütün bölgeleri aldığını ve Kurfürstentum ile savaşmak istemediğini, gönül rızasıyla Germen imparatorluğu himayesi altına girmelerini istedi. Ayrıca bu anlaşmayı kabul etmeleri durumunda Kurfürstentum'a geniş kapsamlı ticari ayrıcalıklarda sağlanacaktı. O zamanlar Kurfürstentum Krallığının başında güzel mi güzel, bir o kadarda zeki, hırslı, güçlü bir kadın Kraliçe I.Elisabeth vardı. Babası II. G.Friedrich'in hiç oğlan çocuğu olmadığı için tahta kızı Elisabeth geçmişti. I.Elisabeth babası erken yaşta hayatını kaybettiği için 20 li yaşlarında tahta geçmek zorunda kalmıştı. Kraliçeliğinin ilk yıllarını, yerine geçmek isteyen amcaoğullarıyla ve iç karışıklıklarla geçirmiş, bu süreçte devlet çok yıpranmıştı ama Elisabeth çok tecrübelenmişti. Bütün isyanları bastırmayı başarmış, zekası ve azmi sayesinde babasından düşüşte devraldığı krallığı tekrar saygın bir konuma getirmiştir. Ne var ki bu iç karışıklıklar sırasında kaybettikleri vakit boyunca Germen imparatorluğu, Kurfürstentum sınırlarına kadar yayılmıştır. Bu süreçte sadece ekonomik sorunları düzeltmek için uğraştıklarından askeri olarak bu tehlikeli duruma hazırlanacak vakitleri olmamıştır. Kral II. Karl'dan gelen mektubu aldığında Kraliçe I. Elisabeth olacakları şimdiden kestirebiliyordu.
Acil koduyla bütün krallık yönetimini bir araya getirdi. Elisabeth başka bir imparatorluğun himayesi altına girmeyi kesinlikle düşünmüyordu. Kısa vadede planı Germen saldırılarını savuracak bir ordu kurup, uzun vadede Kurfürstentum sınırlarını genişletmek ve Germen imparatorluğunun en büyük azılı düşmanı olmaktı. Neredeyse hemen hemen bütün komite Kraliçenin bu fikrine karşı çıktı ve bu anlaşmayı kabul etmesi için baskı yaptı. Kimse Germen imparatorluğuyla başa çıkabileceklerini düşünmüyordu, birçoğu koltuğunun derdindeydi, bir kısmı da korkudan, anlaşmanın kabul edilmemesi gibi bir ihtimal düşünmüyordu bile. Başka bir devletin himayesi altında, sözde bağımsız bir şekilde ülke yönetmecilik oynamaya dünden razıydılar. Elisabeth ülke yönetimindeki bu sefil yöneticilerle bişey yapılamayacağının farkındaydı. işe ilk önce kendisi her fırsatta devirmeye çalışan, her şeye muhalif ve en ufak bir fırsatta arkasından hançerlemeye meyilli olan amca oğullarını ve amcasını idam etmekle başladı. Böylece komitenin aklını karıştıracak bir oluşum kalmamıştı. Bütün komiteyi ikna etmeyi başardı ve Germen imparatorluğunun teklifini reddeden bir cevap yazdılar. Komite onay vermişti ama herkes gergindi, asiller başlarının belaya girmesini istemiyordu.
Kral II. Karl tekliflerinin reddedileceğine ihtimal vermiyordu, çünkü bölgedeki tek mutlak güç kendisiydi ve ordusunun namı bütün Avrupaya yayılmıştı. Kurfürstentum'a ikinci bir mektup gönderdi, bu sefer üslubu biraz daha sertti. Tekliflerinin bir reddi daha savaş sebebi sayılacaktı. Üstelik ikinci mektubunda tekliflerinin reddedilmemesi için Kurfürstentum'a ilkinden çok daha fazla ayrıcalık ve haklar tanıyan bir teklif yaptılar. Kral Karl, Elisabeth'in cesaretini takdir etmiş, bir kadın olarak gösterdiği dik duruşu, himayesi altındaki diğer devletlerden göremediğini bu sebeple kendisi gibi daşşaklı bir liderin vizyonuna ihtiyacı olduğundan bahseden bir mektup gönderdi. içeriğinde neredeyse eş başkanlığa tekabül eden yetkilerin barındığı, on binlerce altının teklif edildiği bir mektuptu bu. Kral Karl teklifinin bu kez kabul edileceğinden emindi. Elisabeth ise aradan geçen 3 aylık süre içerisinde 2000 kişilik bir savunma ordusu toplamıştı bile. Germenlerden gelen ikinci mektubuda düşünmeden reddetti ve kendisine gönderilen Germen elçisini kazığa oturtup geri yolladı.
başlık yok! burası bom boş!