+2
lise aşkımdan bahsedeyim. Şehir ve kişi isimleri tamamen uydurma , lisenin ilk günü , hiç bilmediğim bir ortama girmenin ve tanıdığım kimsenin olmamasının verdiği eziklikle , listeden orada olduğumu öğrendiğim ve iyiki oradaymışım dediğim sınıfın kapısından içeriye ilk adımlarımı attım , 30 kişilik bir sınıf , akıllı tahta (ilk bizim dönemde uygulanmaya başlanmış) öğretmen masası , daha önceden yıllardır kullanıldığı belli bir dolap , kısacası bir sınıfta bulunması gereken her öğe var. Birbirini daha önceden tanıyanlar sıraların üzerine oturarak kümeleşmiş , sınıfta bir gürültü kopmuş gidiyor , bazı anneler liseye yeni başlayan evlatlarının üstüne titrercesine yanlarından ayrılmıyor. Ben usul usul ilerleyerek sınıfın en arkasına ulaştım , öğretmen masası hizasında , cam kenarı , kısacası sınıfın bir ucuna yerleştim , yanımda bazı öğretmenlerden daha büyük gösteren , ilk gördüğümde sınıftan birisinin abisi sandığım bi lavuk oturuyor. Adı Furkan olsun , kendisi aslen Ankaralı lakin babası subay , bu nedenle bizim ufak ilçemizin fen lisesine yerleşmiş , babası il merkezinde görev yapıyor. sırama oturdum ve selam verdim , selamımı aldı , biraz memleketlerden konuştuk hangi orta okuldan geldiğimizden falan bahsettik , muhabbeti fena değildi ama bakalım derste nasıldı. moruk benim bi huyum vardır derste konuşmadan duramam. muhakkak biriyle sohbet etmeli veya birşeylerle uğraşmalıyım , dıbına koyim okulun daha ilk günü hocalar 2. dersten ders işlemeye başladı. gelen 10 dakka tanışıyor bizimle, ardından derse başlıyorlar. ilk dersin sonunda onu gördüm. kumral saçları , ela desem değil , yeşil desem değil acayip güzel gözleriyle pür dikkat dersi dinliyor. Daha ilk dakikalarda farkettim onda bir cevherler olduğunu, öğretmenin söylediği her kelimeyi anında aklına kaydediyordu adeta. ilk görüşte aşka inanmazdım , çünkü bilirdim o yaşlarda aşk vb. duyguların geçici olduğunu , sonucunun bi yere varamayacağını. ama olsundu ben gönlümü ona kaptırmıştım bir kere...