/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 1.
    +4
    13. Tanrılar toprak üzerinde bir alan ayırdılar ve engellediler dıştaki vahşiliğin içeriye sızmasını. Görünmeyen duvarları vardı bu yerin ve ne içerdeki sızabilirdi dışa, ne de dıştaki içe. Burası sonradan yanlış olarak Cennet denilen, tanrı katıydı. Cennet'in tamamı dünya da değildi. Bir kısmı dünyada iken bir kısmı madde ötesinde ve başka bir kısmı tanrıların kendi alemindeydi. Hepsi içiçeydi bunların ama asla karışmazlardı birbirlerine. Sadece tanrılar geçebilirlerdi onların engellerini ve izin verilen şeyler tanrılar tarafından.

    14. Tanrılar kendi bahçelerine, kendi alemlerinde değişik dünyalarının bitkilerini aldılar. Ve değişik dünyaların hayvanlarını ve ağaçlarını ve en önemlisi psişik güçlerini, dünyalarının. Tanrıların bahçesine alınan herşey, bahçenin dünyada kalan kısmında da oldu aynı zamanda. Herşeyin bir kısmı madde ötesinde, bir kısmı tanrıların aleminde ve bir kısmı da dünya yüzündeki
    bahçedeydi.

    15. Size çok garip gelirdi o zaman görseydiniz bahçeyi. Ağaç ve çiçek doluydu her yan. Ve özel olarak şartlanmış, yetişmiş hayvanlar vardı. Ve gereken barınaklar vardı sütunlu ve dairesel olarak. Tıpkı eskilerin tapınakları gibiydi
    bunlar. Ama bahçenin dışında sadece sert hava ve ateş ve volkanlar ve üzerinde bir şey olmayan dağlar ve toprak vardı. Sular hala boştu.

    16. inanamazdınız o zaman görseydiniz tanrıların bahçesini ve yaşamanız çok zor olurdu çıldırmadan. Herşey birbirinin yansıması içindeydi. Dışardan
    baksaydınız bahçeye, sınırlı bir alanda olan bir bahçe görürdünüz çıplak toprak üzerinde. Tıpkı çöldeki bir vaha gibi. Ama içinden bakarsanız kendinizi, içi ayna olan bir kürenin içinde gibi görürdünüz. Yukarıya baktığınız, ayna yansıması gibi herşeyi baş aşağıya görebilirdiniz. Ama kendinizi her yandan görürdünüz bu yansıma içinde. Elinizi ileriye uzatıp, kendi sırtınıza bile dokunabilirdiniz isterseniz. Bunların nedeni bahçenin her yanının başka alemler, başka boyutlar içinde olmasındandı.

    17. Oradayken hem orada olurdunuz hem her yerde. Sesiniz duyulurdu Tanrılar aleminde ve kendi düşünceleriniz de madde varlıkları gibi görüntü ve ses olarak dönerlerdi size. Her renk vardı orada, her alemden gelen, insan gözünün gördüğü ve göremediği. Önünüzde duran ağaç size baş aşağı dururmuş gibi gelirdi bazan. Çünkü onun çıkış yeri tanrıların alemiydi ve aslında düz duruyordu o alemde. Yatay ağaçlar da vardı aynı şekilde.

    18. Sadece siz değil, bilinci daha zayıf olan hayvanlar da çıldırırlardı orada eğer şartlanmamış olsalardı önceden. Cennet diyorsunuz oraya ama sizin için cehennemin en büyüğü de olabilirdi o mekan ve boyut karışıklığı. Ancak tanrılar rahattı orada. Herşey elinizi uzatacağınız kadar yakınızdayken, herşey bilinmez mesafelerde uzaktı da aynı anda.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster