+1
Hemen cevap vermek zorunda değildim. Birkaç gün daha burada kalacaklardı. Ben yine de yakın akrabası olması, onunla olumsuz bir şeyler yaşamamız durumunda kardeşliğimize de halel gelecek düşüncesiyle böyle bir ilişkiye cesaret edemeyeceğimiz söyledim. Doğan bana hep güvenmişti. ileride her ne olursa olsun benim tarafımda olacağının güvencesini verdi. Ayrıldık.
ilk kez bir kızın benden hoşlanabileceği gerçeğiyle karşı karşıyaydım. Üstelik güzeldi de. O gün bir serserilik mayın gibi bir başıma dolaştım durdum. Bir yanım, hadi bir cesaret!, deyip başlamamış istiyor, öbür yanım, yetiştiği iz çevrenin ve kültürlerimizin farklı olmasının bu ilişkiyi imkansız kılacağı için hiç başlamama kararımın isabetli bir karar olduğunu söylüyordu.
Hava kararmış, bu mevsimde buralarda görmeye alışkın olmadığımız bir yağmur başlamıştı. Ne yalan söyleyim, o zamanlarda yağmurda yürümeyi ve ıslanmayı sevmezdim. O gün yağmurda sırılsıklam olmayı ilk kez sevdim. Sonrasında da hiç vazgeçmedim yağmurda ıslanmayı sevmekten. Tıpkı onu sevmekten vazgeçmediğim gibi. Hatta bir seferinde sağanak yağışlı bir havada saatlerce yağmur altında bekleyip yağan o yağmurun altında hastalanmıştım. iki gün yatak yorgan yatmış okula dahi gidememiştim. Bu olayı da anlatacağım yeri gelince. Anlatılmamış hiçbir şey bırakmayacağım.
Anlayacağınız, bu yazı sizin beklediğinizden çok daha uzun olacak.