/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    0
    kızın peşinden yürümeye başladım. yaklaşık 1.65 boyundaydı. klagib liseli kız tipi. gömleklerin
    bağrı açık, saçlar dümdüz, pantolon oldukça dar ve converse. istanbul da ki kızların yüzde 70 i bu
    tiptedir zaten.
    bizim kevaşe de istanbul genel teftiş sorumlusu çıktı. yürüdükçe yürüyor, bir o markete giriyor bir
    bu dükkana. iyice kafayı yeme noktasına geldim. yemin ederim bir ara gözyaşım döküldü sinirden.
    gidip saçını çekip "lan zamanın geçmesi lazım gel iki sevişelim" diyebilirdim. ne yapacağını
    bilmemekten daha sıkıcı ve delirten bir şey daha olamaz.
    en sonunda kız bir otobüs durağına oturdu. başladığım yere geri dönmüştüm. bende gittim kızın
    yanına oturdum. her düzleştirilmiş saçlı liseli gibi o da süzdü beni. ben onun kalçalarının
    kıvrımlarına kadar zihnime kazımıştım. bir anda merhaba çıktı ağzımdan:
    -merhaba dedi.
    +kaç yaşındasın? (evet öküzüm)
    -hehe bu nasıl soru böyle.
    +ne bileyim seni takip ettim de yaşın büyük olm...
    bu kısımda iyice sıvadım sıçtığımı.
    -beni takip mi ettin? ne zamandır?
    +yani 1 saat oluyor herhalde. amma yürüdün valla.
    -hehe deli misin sen ya, niye takip ediyorsun?
    +okuldan uzaklaştırma...
    -git be şurdan manyak. bak bağırırım yemin ederim.
    +tamam lan tamam sakin ol hayda.
    o anda bastım deparı okula doğru. zaten okul saati de geliyordu. alın işte böyle insanalrla
    muhattap olunmaz. insan gibi takipte mi etmeyelim? sabahtan beri de bir şey yememiştim. iki
    topkek ve ice tea alıp okulun karşısında ki banklarda beklemeye başladım.
    top kek yiyordum bir yandan diğer yandan da hayatı düşünüyordum. tam anlamıyla geleceği
    düşünen liseli prototipiydim. nihayet okul zili çaldığında ayağa kalkıp üzerime düşen top kek
    tanelerini silkeledim.
    okuldakiler yığın yığın kapıdan çıkıyorlardı. herkesin bildiği saçmalıkları konuşuyorlardı. "şu kız
    kimle çıkıyor şu çocuk çok hoş yeaaaa wuhuuu" liseler tam anlamıyla gerizekalıları koruma ve
    yaşatma derneğiydi. ben de o gerizekalıların bir başka versiyonuydum.
    denizi beklerken bir anda müdür yardımcısı kapıda belirdi. öğretmenler en son çıkardı okuldan
    genelde. daha kötüsü oldu ve müdür yardımcısı beni gördü. "ulan tanımamıştır inşallah" diye dua
    ediyordum. ama tanrı resmen beni dalga geçmek için yaratmış. müdür yardımcısı direk yanıma
    geldim. "bana baksana sen uzaklaştırma almadın mı ne işin var burada"
    -hocam arkadaşımdan bugünün ders notlarını alacağım.
    +okul kıyafetinle gelmene gerek yoktu oğlum.
    -ne bileyim disiplin ve tertipli olmak açısından.
    +lan sen şaka falan mısın? lafa bak ya. adını ver bir daha.
    adımı söyledim, o da bir kağıda yazdı. "akşam görüşürüz" dedi. tabi kendini gibtirmezdi herhalde
    bana. bende ne olacak diye akşamı beklemeye başladım bu sefer. bu arada nihayet deniz
    görünmüştü kapıda.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster