0
kızın peşinden yürümeye başladım. yaklaşık 1.65 boyundaydı. klagib liseli kız tipi. gömleklerin
bağrı açık, saçlar dümdüz, pantolon oldukça dar ve converse. istanbul da ki kızların yüzde 70 i bu
tiptedir zaten.
bizim kevaşe de istanbul genel teftiş sorumlusu çıktı. yürüdükçe yürüyor, bir o markete giriyor bir
bu dükkana. iyice kafayı yeme noktasına geldim. yemin ederim bir ara gözyaşım döküldü sinirden.
gidip saçını çekip "lan zamanın geçmesi lazım gel iki sevişelim" diyebilirdim. ne yapacağını
bilmemekten daha sıkıcı ve delirten bir şey daha olamaz.
en sonunda kız bir otobüs durağına oturdu. başladığım yere geri dönmüştüm. bende gittim kızın
yanına oturdum. her düzleştirilmiş saçlı liseli gibi o da süzdü beni. ben onun kalçalarının
kıvrımlarına kadar zihnime kazımıştım. bir anda merhaba çıktı ağzımdan:
-merhaba dedi.
+kaç yaşındasın? (evet öküzüm)
-hehe bu nasıl soru böyle.
+ne bileyim seni takip ettim de yaşın büyük olm...
bu kısımda iyice sıvadım sıçtığımı.
-beni takip mi ettin? ne zamandır?
+yani 1 saat oluyor herhalde. amma yürüdün valla.
-hehe deli misin sen ya, niye takip ediyorsun?
+okuldan uzaklaştırma...
-git be şurdan manyak. bak bağırırım yemin ederim.
+tamam lan tamam sakin ol hayda.
o anda bastım deparı okula doğru. zaten okul saati de geliyordu. alın işte böyle insanalrla
muhattap olunmaz. insan gibi takipte mi etmeyelim? sabahtan beri de bir şey yememiştim. iki
topkek ve ice tea alıp okulun karşısında ki banklarda beklemeye başladım.
top kek yiyordum bir yandan diğer yandan da hayatı düşünüyordum. tam anlamıyla geleceği
düşünen liseli prototipiydim. nihayet okul zili çaldığında ayağa kalkıp üzerime düşen top kek
tanelerini silkeledim.
okuldakiler yığın yığın kapıdan çıkıyorlardı. herkesin bildiği saçmalıkları konuşuyorlardı. "şu kız
kimle çıkıyor şu çocuk çok hoş yeaaaa wuhuuu" liseler tam anlamıyla gerizekalıları koruma ve
yaşatma derneğiydi. ben de o gerizekalıların bir başka versiyonuydum.
denizi beklerken bir anda müdür yardımcısı kapıda belirdi. öğretmenler en son çıkardı okuldan
genelde. daha kötüsü oldu ve müdür yardımcısı beni gördü. "ulan tanımamıştır inşallah" diye dua
ediyordum. ama tanrı resmen beni dalga geçmek için yaratmış. müdür yardımcısı direk yanıma
geldim. "bana baksana sen uzaklaştırma almadın mı ne işin var burada"
-hocam arkadaşımdan bugünün ders notlarını alacağım.
+okul kıyafetinle gelmene gerek yoktu oğlum.
-ne bileyim disiplin ve tertipli olmak açısından.
+lan sen şaka falan mısın? lafa bak ya. adını ver bir daha.
adımı söyledim, o da bir kağıda yazdı. "akşam görüşürüz" dedi. tabi kendini gibtirmezdi herhalde
bana. bende ne olacak diye akşamı beklemeye başladım bu sefer. bu arada nihayet deniz
görünmüştü kapıda.
Tümünü Göster