/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +3
    Tiff-“Abi. Toprak ne dedi sana? Bembeyaz olmuşsun.” Gerçek kardeşim değil. En çok üzüldüğüm şey Tiff oldu. Gerçekten abi olduğumu hissettirmişti bana. Ama şimdi ailem kim onu bile bilmiyorum.

    b-“Kont Toprak’ın yerine geçmek istiyor. Ve bizim de onu durdurmamız gerekiyor.”

    Lina-“Toprak’ın yerine mi? Daha ne kadar aşağılık olabilir? Cruchs. Toprak sana kim olduğunu hatırlattı mı?” Direk sordu mu şimdi. Sadece evet desem üsteler mi acaba?

    b-“Evet. Ama hala boşluklar var hafızamda.” Hala ailem nerede, ne oldu da bu bedene geçtim vs. boşluklar bunlar. Yalan söylemeden biraz zor olacak ama.

    Lina-“Zaten bir iz bulmuştum. Oraya gidelim. En azından artık uçabildiğini söyle?” Şimdi bunu mu mutlu etmemi istiyordu. Aman…

    b-“Gitmeden önce yapmam gereken bir şey var.” Tiff’e sarıldım ve: “Tiff. Döndüğümde sana bir şey anlatacağım. O zamana kadar bizi bekle.” Dedim ve Lina da uçmaya başladı bile. “Gücünü topraktan al, gücünü topraktan al” diye kendime tekrar ediyordum. Havada süzülmeyi denedim ama nafile. Daha sonra aklıma şimşek gibi bir fikir çaktı.

    b-“Lina. Sen önden git. Ben seni takip edeceğim.”

    Lina-“Uçamadan nasıl takip edeceksin?”

    b-“Zıplayarak.”

    Lina-“Hızıma yetişebilirsen olur.”

    b-“Sen ne diyorsun. Seni bile geçerim. Gel yarışalım. Ne tarafa doğru ne kadar gideceğiz?”

    Lina-“Kuzeybatı yönüne doğru 293 kilometre.” 293 kilometre mi? Çıldırmışsınız siz. Ama neyse. Önemli değil.

    b-“O zaman 3. 2. 1. Başla.” Lina tam gaz uçmaya başladı. Ben ise zıplamaya. Topraktan gücümü alıp zıplayınca mesafelerin pek de önemi kalmıyordu. Lakin düşüşleri toparlamak biraz zamanımı alıyordu. Yükseklik korkumu nasıl mı yendim? Bu beden ölümsüz diye durmadan kendime tekrar ederek. Bedenimi geri aldığımda huzur içinde yükseklikten korkabilirim.

    Lina-“Hadi ama yavaş gidiyorum bir de.”

    b-“O zaman iyi izle.” Dedim ve biraz fazla güç kullanıp zıpladım ve Lina’ya doğru zıplamış olacağım ki “AYYY” sesinin ardından çarpmamla ikimiz de beraber yere çakıldık. Daha sonra kendime geldiğimde Lina’yı göremedim. “LiNA! NERDESiN!” Homurdanan bir sesle:

    Lina-“Hile yaptın. Beni de düşürdün yere.” Sesi bayağı uzaktan geliyordu. Fena uçurmuşum kızı. Aa. Hedefe varmışız be. Lina da uçarak geldi ve yanıma kondu. “Bu sayılmaz. Geri dönüşte de yarışacağız.” Ben de güldüm ve:

    b-“Hadi hadi öyle olsun. Kaybettin ya hile dersin zaten. Hem hile değil taktikti bu.” Lina’nın gözleri yemyeşil olmuştu ve gülüyordu. Demek yeşil de mutluluk demek.

    Kont-“Görüyorum da çok mutlusunuz. Ne hüzünlü. Bir zamanlar sana biz de mutlu olabiliriz demiştim.” Lina’nın yeşil gözleri kapalı mor rengini aldı ve bir hışımla Kont’a döndü.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster