-
1.
+6Bu nasıl konuşma tarzıdır. Ben kıza egolu diyordum Toprak kızdan daha egolu çıktı. Bizli konuşuyor bir de. Belki birden fazla kişidir. Pek öyle sanmıyorum ama…Tümünü Göster
b-“Sizi neden göremiyorum?”
Toprak-“Bizi sadece Lina görebilir ve sen duyabilirsin. ileride küçük kızım da sesimizi duyacak. Kendimizi istersek gösterebiliriz fakat bizi görmene gerek yok.”
b-“Peki neden çağırıldım?”
Toprak-“Çünkü senin yardımına ihtiyacımız var. Ateşe yeminli oğlum benim yerime geçmeye niyetli. Zaman yok iken bile ben vardım. Çok hatalar gördüm. Çok fazla kan gördüm. Ama biliyorum sen görmedin. Sen sadece 22 yaşında bir insansın.”
b-“22 yaşında mı? Ama… iyice kafam karıştı. Nasıl yani? Hani zamanın başından beri yaşıyordum?”
Toprak-“Evet. Bedenin zamanın başından beridir yaşıyor. Ama ruhun değil. Senin ruhun bir erkek insanın ruhu. Ruh üfleyenin farklı. Bedenin sayesinde iletişime geçebiliyorsun bizimle.”
b-“Peki ruhum bu bedene ait değilse bedenim nerede?”
Toprak-“Bilmiyoruz. Fakat anahtar ateşe yeminli oğlum Kont. Onu bulursan bedenine ulaşacak ipucunu bulacaksın. Gitmeden önce söylemek istediğimiz bir şey var. Kızlarıma ruhunun insan olduğunu söyleme.”
b-“Yalan mı söyleyeyim yani?” Sesindeki kızgınlığı benim tüylerimi diken diken etmişti. Sanki vücudumu buz kaplamışcasına acıtmıştı. Sesindeki soğukluğu fiziksel olarak hissetmiştim.
Toprak-“insan olduğun için bu saygısızlığına göz yumuyoruz. Ama bir dahaki saygısızlığında senin bedenini geri kendimize alırız.” Daha sonra sakin bir biçimde: “Yalan söylemeyeceksin. Sadece gerçeği belli bir süre saklayacaksın. Eğer sana insan mısın diye sorarlarsa o zaman cevap veririsin. Al bunu.” Koluma bir sarmaşık dolandı. Neyse ki bu sefer dikensiz. “Bu çiçek kırmızı açtığı zaman onlara anlat. Bizim sana söylemememizi söylediğimizi de ekle. Anlayışla karşılayacaklardır.”
b-“Nasıl isterseniz. Peki neden söylememem gerekiyor?”
Toprak-“Cruchs eskiden kötü bir evlattı. Günahlarını affetmem için bana yalvardı. Ben ise ona dünyayı kötülüklerden sonsuza dek arındırmasına karşılık affedeceğimi söyledim. Ama bir hata yaptım. Lina’yı hiç düşünmedim. En başta ona iyi davransa da zaman geçtikçe onu bir araç olarak gördü. Ve bir kere olsun gözlerinin içine bakmadı.” Demek o yüzden Lina’nın sesinde ne zaman onunla sohbet etsem hüzün hissediyorum. Nasıl hissediyon diye sormayın. Kulaklar her bir şeyi duyuyor.” Lina insanların cadı avı zamanında kaç kere avlandı ve zulüm gördü. Her seferinde onu ben kurtardım. Yakıldı, damgalandı, parmakları ve saçları kesildi, gözleri oyuldu… Eskiden insanları seven Lina artık onlardan nefret ediyor. Seninle beraber tekrar insanlara olan sevgisini kazanabilir.” Daha ne kadar aptal olabiliriz ki? Kendimi yumruğumu sıkarken buldum. Ve aklıma başka bir soru geldi.
başlık yok! burası bom boş!