+1
Anne, babama herşeyi anlatalım. Gizleme!” O gece babamla konuşmaya karar verdik. Tuhaf olan şey, Ahmet asla babamın yanında garip olmuyordu. Gayet normaldi. O gece, babam viskisini yudumluyor, hasta raporlarını inceliyordu. Kapıya vurdum, yanına girdim. “Ne oldu Murat?” dedi. Babama, “Ahmet…” dedim. Ama bir kere soluk alıp verdim. (Babamla sakin konuşmak istiyordum. Yaşım 25 olmasına karşın, hala ondan çekiniyordum.)
Babama, “Seninle bir şey konuşmak istiyorum.” dedim. O, “Şimdi olmaz. Ehemmiyetli bir operasyonum var sonrası gün. Raporları incelemem gerek!” dedi; ama ben anlatmaya kararlıydım. “Ahmet…” dedim.
“Lütfen baba, yalnızca dinle. Çok ehemmiyetli…” deyince, “Tamam, ama kısa tut!” dedi. Babam, sakindi. Bugünki tüm olanı biteni anlattım. Beni sakince dinledi. Sonra birden, “Hadi ordan, ben öyle şeylere inanmam! Tamam, bu kadar yeter! Çık dışarı, çalışmam gerek!” dedi.
Çok sinirlenmiştim. Tam kapıya yönelmiştim ki, Ahmet’in odasından korkunç bir çığlık yükseldi. Evin ışıkları gidip gidip geliyordu. Ürkünçtü. Hane, sanki kolonlardan çatırdıyordu. Dönüp babama baktım. “Emret baba, hadi izah et bu olayı.” dedim. “Kötü bir düş görmüştür.” dedi. Sonra Ahmet’in odasına yöneldik. Babama, “Peki ışıklar niye gidip geldi?” dedim. Bana,”Bu kadar salak olma. 21. asırda yaşıyoruz.” dedi.