Cennete gidermiş diyor öğretmenlerim.
Tarih 11 Mart 3202. Dünya RTE günü.
Okulumuz Recep Tayyip Erdoğan'ın hologramlarıyla dolu. "Doğru olma yolunda" yarışmasına katıldım bu yıl. Herkes Erdoğan gibi görünmeye çalışıp, Erdoğan ile ilgili şiirler, kompozisyonlar vs. hazırlıyor. Fotodaki benim bu arada.
Şimdi merak ediyorsunuzdur "Nasıl buralara geldi bu ülke" diye. Size anlatayım.
Tarih 31 Aralık 2022, saat 23:00.
Yani o çok beklenen 2023'e bir saat var. Ülkenin dört bir yanında özel yapım bor havai fişekleri hazırda bekliyor. RTE trt1'in canlı yayına eniştesinin WIFIsinden bağlanıyor. Klagib bir konuşma yapıyor. Ardından ekranda bir anket çıkıyor. "Recep Tayyip Erdoğan uğruna ölür müsünüz? "
Ankete cevap vermek için Türkiye devletinin ücretsiz olarak dağıttığı hatlardan Evet/Hayır yazıp 2023e gondermek gerek. Saat 23:58de bitiyor ve cevaplar açıklanıyor. Yüzde 89 Evet, yüzde 11 Hayır oyu geliyor. işte o tarihi an. Aslında gayet sıradan bir kelime olmasına rağmen, şu anda sanki özlü bir söz söylemiş gibi kullanılıyor. Hatta birçok marka zamanında reklam çalışmalarında bu sözü kullandı.
Erdoğan ayağa kalkıp şu sözü söylüyor: "Mükemmel". ardından Kameranın sağına bakıp kafasıyla işaret veriyor. Hatlar ile bağlantılı olan insanların bileğinde bulunan biyo-kimlikler Hayır oyu veren herkese 24 saatlik felç geçirtiyor. Erdoğan kameraya dönüp "herkes tek başına kalacağı bir odaya girsin ve sakın dışarı çıkmasın. Merak etmeyin bayılan arkadaşlarınız veya aileniz güvende olacak." Saat 01:00 etrafta havai fişek yok. Herkes kimseye görünmemek için saklanıyor. Erdoğan "dışarı çıkabilirsiniz" talimatını veriyor. Bazı kişiler paniğe kapılıyor çünkü bayılanlar ortada yok. Telaş içinde kapıya koşuyorlar ama kapıda asılı notu görünce durup notu okuyorlar. "Oğlunuz Serkan inci gözaltına alınmıştır. Sakın ona ulaşmaya çalışmayın. Kendisi emin ellerdedir". Bütün aileler ellerinde bu notlarla, yere çökmüş ağlıyor. Ellerinden gelen bir şey yok.
Tarih 1 Ocak 2023, saat 10:00
Ülkenin dört bir yanından aynı anda milyonlarca helikopter kalkıyor. Herkes içlerinde kimlerin olduğunu tahmin edebiliyor. Hayırcılar. Helikopterlerin hepsi Ankara'da bir tesise iniyor. Helikopter sahalarınin yanında birkaç tane uçak pisti bulunuyor. Bütün Felçliler sedyelerle lüks bir binaya taşınıyor. Herkese özel ayrı bir oda veriliyor. 1 hafta boyunca içinde herkes odalarda kalıp, otel içersinde istediği kişilerle sosyalleşiyor. Odalarda sınırsız fiber internet, bütün kanallar ve istedikleri makine bulunuyor. Her dünya mutfağından yemekler pişiriliyor. 7 günün sonunda herkes bir alana toplanıyor. Zorluk çıkartanlar yine biyo-kimlikler sayesinde alana getiriliyor. Karşılarında bir kürsü var. Yaklaşık 10 milyon kişi birşeyler olmasını bekliyor. Recep Tayyip Erdoğan kürsüye çıkınca saniyelik bir sessizlik oluyor. Sessizlik ardından herkes yuhalamaya ve sövmeye başlıyor. Erdoğan elini kaldırıp "bir dakika dinleyin" diye bağırıyor. Etraf biraz olsun sakinleşince konuşmaya başlıyor.
"Merak ediyorsunuzdur. Neden size iyi bakıyorum? Ama dostlarım bunlar hiç birşey. Sizler daha iyilerine layıksınız. Yaklaşık 35 senedir Türkiye halkını ellerimde oynatiyorum. Fakat sizler hala doğru yoldan şaşmıyorsunuz. O gün Hayır dediğinizde bir çoğunuz başınıza birşey geleceğini biliyordunuz. Bunca yıldır Türkiye'yi yobazlardan ve çomarlardan korumak için oyunlar oynadım. Ve dostlarım bugun birlikte bu oyunu kazanacağız. Şu anda siz burda dururken evet veren herkes toplanıyor. Bundan sonra onların kimliğine çomar etiketi yerleştirilecek. Alacakları sınırlanacak, verecekleri sınırlanacak. Eğer bir uyumsuzluk çıkartırlarsa, 10 metrede bir bulunan kameralar tarafından fark edilip bayıltacaklardır. Sizler ise ister sizin için özel yapılan otellerde, ister onlarla birlikte yaşayabilirsiniz. Şimdi odalarıniza dönün. Yarın buradan ayrılıyorsunuz."
Herkes şok içinde odalarına dağıldı. Bazıları kurtulduklarını düşünürken, bazıları yine bir oyun diye düşünüyordu. Herşey Erdoğan'ın dediği gibi oldu. Ülke iki tabakadan oluşuyordu. Çomarlar ve Aydınlar. Martın 11inde Erdoğan çok güzel bir konuşma yaptı ve bakanlardan biri o günün RTE günü olmasını istedi. Ardından RTE'ye hayran olan tüm dünya o günü "Dünya RTE günü" ilan etti.

Tarih 11 Mart 3202 kompozisyonumu okudum ve kulise geçtim. Öğretmenim beni tebrik etti. Okuldan sonra şehirler arası kapsül ile ankaraya gittim. RTE Tapınağında Erdoğan'a dua ettim. Umarım bu yılda "Oyun bitmedi! Hala onun çomarlarıyız!" tarzı propagandalar görmem. Ve umarım bundan sonra dışarda örtüsüz kadınlar görmem. Her şey için teşekkürler Son Peygamberimiz Hz. Erdoğan
Hoşçakalın...