0
Elimizde olan klagib fizik yasaları ile hiçbir şekilde açıklayamadığımız üzerinde düşen 'tüm ışığı soğurmak'
Kuantum fiziği ile açıklanabilen bir olay olsa dahi kuantum fiziği hala klagib fizik gibi sağlam temellere dayandırılamamıştır. Bence bu konudaki gözlem gücü ekgibliğimiz şuan bunu açıklamamıza izin vermeyecek. Şöyle düşünelim, zaman bile eğilip bükülebilen bir yapıda iken, evrende tüm gözlemleyebildiğimiz yapılar ile birlikte bir karadeliğin içine ışık hızında soğruluyorsak? Işık hızının eylemsiz referans sistemine bağlı olmadığı teorisi eğer gerçek değilse, sadece içine soğrulduğumuz karadeliğin bir eylemsizlik ivmesi momenti ise, biz de karadeliğin içine soğrulurken ışık hızında olduğumuz için aslında sonsuz yoğunluklu tekillik denilen evrenin başlangıcı olan dediğimiz madde gibi birşey isek ve de ölçtüğümüz tüm bu madde, yoğunluk, hacim de bizim yine eylemsiz referans sistemimize bağlı olarak elde ettiğimiz verilerse? Burada bilim değil de felsefe konuşmaya başlıyor işte.
Hiçbir şey var olamaz, var olsa bile bilinemez, bilinse bile anlatılamaz mantığı.
Şuan soğrulduğumuz karadeliğin dışında Dünya benzeri alternatif bir gezegenin varlığını düşünelim. Onlar sadece bizim diğer karadeliklerde gördüğümüzü, ışığın soğrulduğunu ve her maddeyi yok eden bir karadeliği 'gördüklerini' sanarken aslında biz de onlara aynı gözle bakıyor olabiliriz. Evrendeki doppler etkisi de bunun bir sonucu olabilir. Demek istediğim şu ki elde olan bilgilerle bir ton senaryo üretebiliyorken evren hakkında bildiğimizi sanarsak yanılırız. Kıyametimizin araştırmayı bırakıp 'evet, böyle ya ' diyerek kabullenmek olduğu fikri de hiç fena değil şuan gözümde.