12 Nisan 1988'de gerçekleşen Türkiye işçi Partisi mensubu 7 üniversite öğrencisinin öldürülmesi olayı 7 tipli cinayeti yada Bahçelievler katliamı olarak geçmektedir. Olayın içinde Abdullah Çatlı, Muhsin Yazıcıoğlu, Haluk Kırcının da dahil olduğu 10 Milliyetçi Hareket Partisi mensubunun, 7 üniversite öğrencisinin Ankara Bahçeli evlerde, bulunduğu eve baskın yaparak evdekileri öldürmesi olayıdır. Bu olay komünist sol kesimin faşist ülkücüler tarafından üniversite öğrencilerine sırf işçi Partisi üyesi oldukları için saldırmaları olarak anlatılsada olayın bir perde arkası var. 7 tipli cinayetinin sebebi öğrencilerin işçi partisine üye olması değil aynı zamanda birer terör sempatizanı olmasıdır. 5 genci Haluk Kırcı'nın diğer iki öğrenciyi Abdullah Çatlı'nın öldürdüğü biliniyor. Öldürüldükleri baskının sabahında 2 adet ülkücü genci öldüren ve de cinayet sonrası evlerinde çok sayıda silah ve patlayıcı mühimmat bulunan bu komünist öğrenciler sanıldığı gibi masum değildir. Fransa'yı Eyfel Kulesi'ni patlatmak ile tehdit edebilecek güçteki bu şahıslar hiçbir zararı olmayan bir kaç üniversite öğrencisi ile uğraşacak kadar düşmemişlerdir. Masum insanları katletmek sadece doğuda öğretmenleri bebekleri katleden PKK'ya ve davaları uğruna hiçbir masuma zarar vermekten kaçınmayan Mao, Stalin, Lenin gibi sol kesim militanlarına yakışır. Che Guevara'nın eşcinseller için toplama kampı açtığını, tabelasına da çalışmak sizi erkek yapar yazdırdığını, devriminin ilk senesinde binlerce insanı kurşuna dizdirdiğini, komünistlerin birer "ölüm makinası" olması gerektiğini düşündüğünü, Deniz Gezmiş'in polis, asker öldürdüğünü, banka soyduğunu bilmeyen, inkar eden, hümanizmi savunan, kendisinden farklı düşünen herkesi faşist, gerici diye adlandıran sol kesim her şeyi kendi menfaatine çevirdiği gibi bunu da kendi militanlarını suçsuz gösterip vatan için canını veren bu insanları suçlu çıkartmak hainliği yapmaktan yine çekinmedi.