marksizm içinde tevgen bir ezen bir de ezilen kesim olduğu ve tevgen nicelikte üstün olan ezilen kesimin gücü ele geçirerek olanakları eşit dağıtması gerektiği savunulur. bunun üzerine kurulan kültürel marksizm (frankfurt okulu) özünde ekonomik bir görüş olan marksizmi, toplumsal bir görüş olarak işleyerek günümüzdeki gavatlık akımını yarattı geçtiğimiz altmış yılda uğraşa didine. kültürel marksizmde, toplumsal olarak ezilen kesim (azınlıklar, kadınlar, muallakler vb.) ayaklanıp, ezen kesimin gücünü çalarak artık nasıl olacaksa dağıtmalı diyorlar. yıkım istiyor ancak yerine geçecek bir yapı önermiyor kısacası, bomboş bir ömge, acunun anasını gibmekten başka bir işe yaramıyor. bizim işimize gelir ancak, batıda ne denli çok karmaşa olursa o denli iyidir, Türkiye'de etkisi batıya göre düşük sonuçta.

şu solcular kadar gereksiz insanları daha tanımadım. "AtATürKÇüyÜz YhAaa..s.s." kafasında gezen insanlar ise bu tabakanın Türkiyedeki en kanser ayağını oluşturuyor. Bu insan müsveddeleri genellikle Ateist oluyorlar. Tabi gözlemlediğim kadarıyla ülkemizde (dünyadaki durumunu bilmiyorum.) Ateist olunca onlarca saçma sapan görüş hediye olarak geliyor. Ulan insanlar Müslümanken sıkıntı yok, Ateist olunca bir anda vegan feminist l*bt destekçisi yeşilci falan oluyor.

Neyse konuya dönelim. "AtATürKÇüyÜz YhAaa..s.s." kafasında gezen insanlar genellikle içki içmeyi CHP'li olmayı anti-militarist olmayı Ateist olmayı karısını kızını abuk subuk giydirmeyi etik bulabiliyorlar. bu beni aşırı derecede şaşırtıyor.

sorsan yüce Kemalizm'in felsefesini hangi görüşleri beslediği hangi kaynaklardan destek aldığını bilmezler ama gelir kemalistiz diye gezerler. Sonrada Kemalizm gibi 3. görüşçü bir ideolojiyi sol ideoloji olarak satarlar.