/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 126.
    0
    Hatice çömelmiş Çıtlık topluyordu. Çömeldiğinden şalvarının arkası aşağı doğru kasılmış, beli biraz açılmıştı. O açıklıktan beyaz külodunun çok az bir kısmı görünüyordu. Kızda kamyon tekeri gibi züt vardı. Selim, “Hatice kız!” diye seslenince, Hatice kafasını çevirip baktı. Bize gülümseyerek ayağa kalktı, ellerini şalvarına sildi ve önce şalvarının arkasını, sonra da başörtüsünü düzeltti. Beni baştan aşağıya şöyle bir inceledikten sonra, elini bir kere daha şalvarına silip, tokalaşmak için elini uzattı. Gözleri parlıyordu. Sanki ne için geldiğimi biliyor gibi bakıyordu bana. O sırada Selim çıkarıp 50 Lira verdi Hatice’ye ve kulağına birşeyler fısıldadı. Sonra da bana, “Ben Vedat’la Nihat’ın yanına gidiyorum! Size kolay gelsin!” deyip uzaklaştı yanımızdan. Selim’in kıza para vermesine şaşırmıştım.

    Selim gidince, Hatice gülümseyerek, “Gel benimle!” deyip, elimden tuttu ve az ilerde büyükçe bir Söğüt ağacının arkasına zütürdü beni. Kızın yüzünden gülümseme hiç ekgib olmuyordu, çok neşeli bir kızdı. Ağacın altına serilmiş eski bir kilim ve yanında da bir Desti su ile, içinde azık olduğunu düşündüğüm bir Heybe vardı. Kilimin üstüne oturmamızla, beni sırtüstü yatırıp, benimle öpüşmeye başlaması bir oldu. Okadar istekli ve güzel öpüşüyordu ki, sanki karşımda bir köylü kızı değil de, izmir’in kaşarlarından biri vardı. Hatice öpüşürken, bir yandan da fermuarımı indirmiş, kemerimi çözmeye çalışıyordu. Bir an için kendimi ‘ilk kez Milli olacakmışım’ gibi hissettim. Şu ana kadar gibtiğim kızların hepsi, kendilerini bana Pasif bir şekilde bırakırlarken, Hatice’nin davranışları çok Aktifti. Galiba insiyatifi ele almayı çok seviyordu. Bu da onun, gerçekten çok azgın bir kız olduğunu gösteriyordu.

    Benim birşey yapmama gerek kalmadan Hatice pantolonumu dizlerime kadar sıyırdı. Sonra ayakkabılarımı çıkarıp, paçalarımdan çekerek pantolonumu da çıkardı. Şimdi gömleğim, çoraplarım ve Boxerimle kalmıştım. Hatice de şalvarını ve külodunu çıkardı sadece. Gerçekten çok büyük zütü vardı, fakat teni pürüzsüz ve bembeyazdı. Amındaki kıllar ise birkaç gün önce traş edilmiş olmalıydı. Sonra gülümseyerek eğilip, Boxerimi çıkardı. Ama bir sorun vardı. Dişi Sinek bile görsem anında kalkan yarağım, nedense kalkmamıştı. Böyle birşey Nurcan’la oteldeyken de başıma gelmişti, ama ozaman kalkmamasının sebebi, Jürgen binine kafam takıldığı içindi.

    Hatice inik yarağımı ve taşaklarımı avuçlamış, okşuyordu. Benim ufaklıkta yine hareket yoktu. Anlamıyordum, nasıl olabilirdi böyle birşey. Hatice ise halen ilk anki gibi gülümsüyordu. Belki de benim ‘Sorunum’ gibi sorunu olan birçok erkek görmüştü şimdiye kadar ve bu duruma alışıktı. Ama ben alışık değildim ve böyle birşey olmamalıydı bende. Ya Hatice sonra bunu Selim’e ve Vedat’a anlatırsa, ozaman onların dilinden hayatta kurtulamazdım. Belki de karşımda Aktif bir karı varken kalkmıyordu yarağım. insiyatifi kendi elime almaya karar verdim. Ve doğrulup Haticey’i yatırdım sırt üstü. Dudaklarına yumuldum, rahat bir 5-10 dakika öpüştük. Bluzunu yukarı sıyırıp, zütü gibi büyük göğüslerini sutyeninden çıkardım. Ve öpüp, yalamaya, emmeye başladım. Nekadar emdiysem de göğüsuçları ağzıma gelmemişti. Oysa göğüsuçlarını ısırmak istiyordum. Parmaklarımla göğüsuçlarını bulmaya çalıştığımda, Hatice, “Boşuna uğraşma, benim göğüsuçlarım içe çökük!” dedi. Bu sefer yüzündeki gülümseme kaybolmuştu. Utanmıştı kızcağız.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster