+17
Mehmet
Bugün sabah biraz erken uyandım ve Eda’ya güzel görünmek için saçlarımı yaptım. O kadar hevesli hevesli okula yolunda adım atıyordum ki. Sınıfa girdim ve Eda’yı beklemeye başladım. Gözlerim kapıdan ayrılmıyordu. Ne zaman gelecek acaba diyerek içim içime sığmıyordu. Daha sonra kapıdan Eda girdi. O kadar güzeldi ki. Saçları, o kocaman kahverengi gözleri… içeri girer girmez göz göze geldik. Bana gülümsedi lan. O kocaman gözleri nasıl kısıldı gülümserken. Ölecektim resmen heyecandan. Tüm gün boyunca yüzümde salak bir gülümseme vardı. Daha sonra kantine doğru giderken yan yana geldik ve bana ‘’ismin Mehmet miydi?’’ diye sordu. Bende heyecanla ‘’Evet.’’ Dedim ve gülümsedim. Eda ‘’Bu yaz tatilinde markette kötü davrandım sana. Özür dilerim senden.’’ Dedi. Ben de gülümseyerek ‘’Önemli değil canını sıkma.’’ Dedim ve ekledim ‘’Kantine mi gidiyorsun.’’ Dedim. Eda ‘’Evet.’’ Dedi. Ben ‘’Gel sana bir çay ısmarlayayım.’’ Dedim. Ve birlikte kantine gittik çay içip sohbet ettik. Arada gözlerinde takılı kalıyordum. O kadar güzel bir gündü ki… Annem gibi…