/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    0
    11.2
     Tavandaki avizeye baktım. Gözümü bir saniye ayırmadan zihnimle vidasını gevşettim. Elis ve Sare her şeyden habersiz beni zapt etmeye çalışıyorlardı.

    Az kaldı.

    Ve en sonunda avize sanki ağır çekim gibi başımıza doğru inmeye başladı. Yerde kendimi yuvarlayarak kenara çekildim. Avize yere çakılırken avizedeki taşlar dökülmüş, ayağı kayan Sare yere düşmüştü. Elis elini kafasına siper ediyordu. "Aahhhh!"

    Masada duran minyatür sandalyeyi kaptığım gibi cama fırlatarak camı kırmayı başardım ve bir saniye bile tereddüt etmeden ince bedenimi pencereden çıkararak yere atladım.

    Koşuyor, koşuyor ve koşuyordum. Nefes nefese kalmış olmamı ve gecenin ürpertici karanlığını umursamadan koşmaya devam ettim. Hıçkırıklarıma engel olamıyordum. En sonunda işlek bir caddeye geldiğimde bir banka oturarak ağlamaya başladım. Nedensizce beni her zaman güvende hissettiren kişiyi, Eray'ı istiyordum. Yerimden yavaşça kalkarak oturup çekirdek yiyen yaşlı teyzelerin yanına gittim.

    "Su... verebilir misiniz acaba?" Tamamen bitkin göründüğüme emindim. Teyzelerden birisi "Tabi, evladım," diyerek su şişesini bana uzattı. Elis ve Sare'nin yanında bağırmaktan boğazım kurumuştu. Suyu iyice içtikten sonra hafifçe teşekkür ettim.

    Tekrar banka çökmüştüm.

    "Maya!" Sesini duymamla bana doğru koşarak gelen Eray'ı gördüm. Eray, yüzü dehşet içinde yanıma ulaşarak beni kolları arasına aldı. Ona sarılarak ağlamaya başladım.

    Beni nasıl bulmuştu?

    "Şşt, tamam, geçti." Saçlarımı okşuyordu. Ama Dolunay'ın saçlarını okşar gibi değildi. Beni güvende hissettirecek ve dinlendirecek şekilde dokunuyordu.

    Beni arabasına bindirdi ve evimize zütürdü. Eve geldiğimizde annem kapının önünde bekliyordu ve perişan haldeydi. Arabadan indim. Anneme koşarak sarıldım.

    "Maya hemen ne olduğunu anlat," dedi. "Bir yerine bir şey olmadı değil mi?" Beni bir kez daha göğsüne bastırırken Eray bizi izliyordu.

    Annem ona döndü. "Eray canım sana sonsuz teşekkür ederim, anneni en kısa zamanda tekrar görmeyi istiyorum. Sen eve git istersen, saat gecenin ikisi oldu." 9

    Eray da bizlere iyi geceler diyerek arabasına bindi ve uzaklaştı.

    ---

    Anneme bir saat boyunca verdiğim ifadeden sonra uyumama izin vermişti ve evimizin kilitlerini hemen yarın yenileyeceğini söylemişti. Bana tekrar tekrar sarıldı.

    Berbat bir gece geçirmiştim.

    Elis ve Sare beni evime kadar gelip kaçırabilecek potansiyele sahiplerse, kilitleri yenilemek bunu yeniden yapmalarına engel olmayacaktı. O kızlar... ikisi de birer pgibopattı. Tam birer pgibopat.

    Ertesi sabah, üç saatlik bir uykunun ardından uyanabilmiştim. Daha birkaç saat önce neredeyse Elis ve Sare tarafından katlediliyordum. Aman ne güzel.

    Okula elbette gidecektim, onlara kendilerinden korkmadığımı göstermek istiyordum. Büyük ihtimalle onlar okula gelmeyeceklerdi ama olsun.

    Koridorda her zamanki kendimden emin tavrımla yürüyerek uykusuzluğumu ve geçen gece neredeyse katlediliyor olmamı unutmaya çalıştım. Görünüşe göre Sare ile Elis gelmemişti, Dolunay da ortalıkta yoktu. Eray'ı bulmak için göz gezdirirken bana doğru geldiğini gördüm.

    "iyi misin?" diye sordu. Dün geceki trajikomik olaydan bahsediyordu elbette.

    "Evet. Annem bugün kilitleri yenileyecek. Olay daha da büyürse gerekeni yapacakmış."

    "Olay daha ne kadar büyüyebilir Maya?" dedi sinirle. Ben ne yapabilirdim?

    "Dolunay'dan ayrıldım," dedi birden.

    "Sahi mi?" Cidden ayrılmışlardı!

    "Evet. Ben ayrılmak istediğimi söyleyince üzüldü biraz, hatta ağladı ama o ağlıyor diye onunla çıkamam ki.". Onu anlıyordum. Baştan beri çocuk kızı üzmemek için katlanmıştı.
    Ama aklıma gelen düşünceyle irkildim.
    "Eray, hani sen Dolunay'dan ayrılmışsın ya. O bize cephe alırsa ne olacak?"
    "Elis ve Sare'nin tarafına geçmekten mi bahsediyorsun? Sanmam. Annesi bizi korumaya çalışıyor, ona izin vermez. Daha yeteneklerimizin bile farkında değil."
    Ama yine de korkuyordum.
    Hayatımda ilk kez korkuyu iliklerimde hissetmiştim. Deşifre olma korkusu.
    Elis ve Sare yeteneğimi biliyorlardı. Tekrar kanıt toplayarak beni ifşa edebilirlerdi. Böylece beni okuldan, şehirden hatta ülkeden bile kovalayabilirlerdi.
    Ama aklıma bir fikir gelmişti.
    Dolunay'ın abisi Pars.
    O çocukla bir hesabım olacaktı...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster