-1
henüz tazedir
Neden kaybettik biliyor musun? Senin şımarıklığından kaybettik, çocuk gibi davranmandan kaybettik. Olgun olduğunu sanıyorsun ama maalesef... Sadece senin sorunların var gibi davranıyorsun, tüm dünya senin sorunun sanki.
Bu zamana kadar sen vurdun her şeyi yüzüme hem de acımadan. Ben acıyorum merak etme, o kadar kalpsiz değilim. ileride çok acı çekeceksin, buna mahkumsun bence yapın gereği. Herkes seni kolay biri olarak görürken ben seni öyle görmedim. Görmek istemedim. Yolumuz yıldızlardan geçiyordu çünkü. Herkesi sevdiğin için kolay gözüküyorsun. Ben sadece beni sevmeni bekledim ki hata yaptım. Neden kolaysın? Çünkü olgun değilsin sen. Sadece ilgi çekmek istiyorsun. Böyle birisiyle yapamazdım zaten ama denemek istedim. Olmadı. Yüreğim küskün. Unutmak mümkün değil, unutmak yok. Sadece alışmak var. Alışacağım. Kolay da olmayacak. Beni sevmeyen, istemeyen birisi için ne kadar ağlayabilirim? Bu gece seni unutmayı çok isterdim.
Hayal kurdum sadece fazlasıyla, gereksiz yere. Sabahları uykulu yüzünü görmek istiyordum. ihtimali bile güzeldi. ihtimalken bile güzeldi(n).
Ölmek isterdim koynunda. Buda bir hayaldi. Hayalimin saçmalığına bak. Beni öldürenin koynunda ölmek istiyorum. Bana göre sen banaydın. Her an beni anlamanı, olgunlaşmanı bekledim. Şu ergen hareketlerinden vazgeç istedim, en azından bana karşı.
Ne gariptir ki sana bağlanınca düşmem sandım. Neye bağlandım da düşmeyeceğim? Her an bağı koparmaya hazır birisine mi? Her an yapıcı olmaya çalışan değil de yıkıcı olan kişiye mi? Adını yazmak istemiyorum buraya. Yazamıyorum. Gözyaşlarım yazdı adını, hüzün aldı kuruttu...
Şuan şey diyorum kendime; ne bekliyordun ki?
Mesafeler engel değildi. "Sen lise son, ben üniversite bir" tam olarak bir bahane. Saçma bir bahane. Her zaman yanında olacaktım ben zaten. Her şey olacaktı, yapacaktık. Ama inanki artık izmir'e gelmeni bile istemiyorum. Umarım yaşadığım yere gelmezsin, evime gelmezsin. Çaldığım barlara, aldığım sahnelere gelmezsin. Gelsen bile umarım seni görmem. Görsem dayanamam ki yine. Gider sarılırım salak gibi. Ya da şuan öyle düşünüyorum.
"Oysa ben bütün vaktimi, bütün vaktimden daha çoğunu, yeryüzünün bütün vakitlerini sana ayırmak istiyor(d)um".
Gökyüzü'm yok artık. Gökyüzü yok. Kendim yeniden oluşturacağım gökyüzümü. Güneşliydi ama ben karanlığı daha çok seviyorum, geceyi daha çok seviyorum çünkü geceleri göz yaşları belli olmaz. Geceyi gördüm bu zamana kadar.
Kendine benzer birini bul. Olmamış birisini. Sahte birisini. Yani kendine benzer birisini.
Ancak öyle mutlu(?) olabilirsin.
içimi dökme fırsatım bu. Sen varken kırılmandan korktuğum içimi. Ne zaman döksem, ne zaman gerçekleri söylesem saçma sapan triplere girdin. Gerçekçi değilsin. Gerçeklerle karşılaştıracaktım seni. Bunu seni severek yapacaktım ama izin vermedin. Az bir zaman kaldı, yakında karşılaşacaksın gerçekle. Gerçekler acıdır. Acı olacak. Benim sana yapmak istediğim gibi değil, acı.
Bana benzediğini sanmıyordum zaten. Ama içini gördüm. Dedim ki "bu o. Olmasa bile yinede bir şeyleri değiştirebiliriz dedim."
O kadar çok ağladım ki bugün gözyaşlarım dinmedi ya. Gözlerim kan çanağı. Ve ağlamaktan aşırı derecede uykum var. Ama uyuyamıyorum. Beni her zaman kurtaran AC DC bile kurtaramadı beni. Daha önce hiç bu kadar ağlamamıştım, geçen yıl dedemin öldüğü gün bile. En üzüldüğüm zamandı. Elinde büyüdüm. Elimde öldü.
Gün boyu annemin odama girmesinden korktum, beni böyle görmesinden korktum. Beni böyle bilmiyor çünkü. Herkes gibi biliyor. Ben bile öyle biliyordum sen gelene kadar, o nasıl bilsin?
Bir de gerçek hayatta yaşantımız olduğunu düşünüyorum. O zaman daha kötü bir ayrılık olurdu. intihardan korkan, intihar eder miydi? O zaman görebilirdik. Gerçi bugün de bir intihar söz konusu. Fiziken olmasa da ruhen bir intihar...
Ben böyle içimdekileri anlatsam, roman olur galiba. Şarkı yazmaya bile başlamıştım hayallere dalıp."Sen Geldin"di adı. Ama sen gelmedin işte. Neye yazmışım ki, kime yazmışım. Yırttım attım.
insanları kıramazsın sen. Öldürürsün. Teşekkür ederim ZARiF KADIN.
Uykulardan kaçıyorum artık. Uykularda sen varsın, rüyalarda sen varsın. Bir süre toplanamayacağım, hem de uzun bir süre. Belki de sonsuza kadar. Kim bilebilir ki?
iki gündür uyuyamıyorum, odamdan dışarı çıkamıyorum. Güneşim söndü. Güneşimi söndürdün.
Belki de boşuna yazıyorum bunları. Ne kadar vardım sende? Ne kadar önemsiyordun ki beni?
Lan canım acıyor!
Benim canım çok acıyor.
Ateş var içimde, ateş.
Cehennem var.
Lan ben çok üzgünüm.
Kitap bile okuyamıyorum artık. Bir kitabı bitirmeden başka bir kitaba geçemem ki ben. Senin önerdiğin kitabı nasıl bitireceğim. içinde sen varsın belki de? Nasıl?
Sırtımdan vursan, son defa gözlerini görmek için dönüp bakacak kadar... Ve ben sevilmemişliğime ağladım gecenin en ince yerinde.
Hangi kitabı okusam sen olacaksın üzerinde. Hangi şarkıyı duysam, sen kokacak her notası. Her şeyde biraz sen varsın ama yanımda yoksun. Öyle işte. Artık ihtimaller intihar etti. Keşkeler kilitli. Yolunda kayboldum ben. Yolunda kaybolduğum, söyledikleriyle öldürdü beni.
Acı çekmek özgürlükse, ikimizde özgürüz gökyüzü, ikimizde özgürüz.
Şarkılarla düet yapacaktık, şarkılar yok artık. Gözyaşları var, onlarla yetineceğiz. Bu mesajı sana nasıl atacağımı bile bilmiyorum. Atınca ağlayacağım biliyorum. Hem de hiç olmadığı kadar.
"Ama kimse bilmiyor, en can alıcı ölüm, yanarak olur."
Son anda kaybettik aslında. Belki de her şey güzel olacaktı dün gece. Sen güzel olacaktın benimle. Ama izin vermedin buna. Senin evhamların yüzünden, sabırsızlığın yüzünden olmadı. Bana güvendiğini söylesen de güvenmiyordun. Bu güvensizliğin yüzünden olmadı. Çok güzel biz olurduk aslında, sevseydin, güvenseydin.
ilk başta kendini özel hissediyorsun, sonra farkına varıyorsun ki zincirin bir halkasından ibaretsin. Keşke zincirin olmasaydı. Ya da tüm halkaları ben olsaydım.
Şarkımız son buluyor yavaş yavaş. Nefes nefese söylüyoruz artık. Hatta sen söylemiyorsun, bırakmışsın söylemeyi. Ben söylüyorum, nefesim daralıyor, tükeniyor, tükeniyorum ama devam etmeye çalışıyorum. Söylemeyi bırakmak yerine ısrarla devam ediyorum, nefesim bitene kadar. Şarkı tam bitecek oluyor, nefes kesiliyor. Şarkı bitmiyor, ben bitiyorum. Nefes yok.
Olsun be güzel. Senin hala nefesin var. Mutlu ol. Bir kişiyi daha öldürdün o güzel kalbinle. Saçlarımı okşarken kucağında ölmek isterdim. Ama ilerisi karanlık. Ruhum etrafında dolaşacak ve bana yaşattıklarını sana yaşatmalarını izleyeceğim. Ağlaya ağlaya.
Bu gece karanlık var, gözyaşları var, çığlıklar var. Kendi içimdeki çığlıklar. En uzun gece belki de. En acı gecem.
Ancak ölünce anlayacaksın beni, sevgimi, sonsuzluğumu, hayalimdeki seni. Geç kaldım diye ağlayacaksın. Ama ben seni orda da severim, merak etme.
Bana küfürler savurabilirsin, bütün kötülükleri isteyebilirsin şuan çünkü kalbinde ben olduğuma inancım kalmadı artık. Ahımı aldın. Ama bu senin için sorun olmayacak. Öyle alışacaksın, öyle yaşayacaksın.
Bu yazdıklarımdan da kötü şeyleri alınacaksın yine üstüne, gerçekleri alınacaksın. Ağır olan sevgimi görmeyeceksin biliyorum. Anlamaya da çalış demeyeceğim çünkü öyle bir şey mümkün değil sana göre. Yani şimdilik.
Sen çölünü içinde taşıyordun ve benim suyum sana hiçbir zaman yetmeyecekti.
Bir buçuk saat oldu yaklaşık. Hala yazarım ama mecalim yok. Hayata karşı hevesim yok. Heves'im gitti. Ben sana mecburdum. bilemezsin. Nefes alamıyorum. Nefes bitti.
Eğer okursan bunları bir şey yazacağını sanmıyorum ama istiyorum. Bekliyorum,
Kuş öldü, uçuşunu hatırlayalım...