Ersinle konuşup hallettim . Çadıra geri geçtim .
Diyorum amk iyi muhabbetimizi de yapar kafa rahat sarılır yatarız .
Elif sesleri duyunca millet anlamasın ters gözle bakmasın diye toz buhar olmuş kendi çadırına geçmiş bile .
Koydum bir bardak içtim .
içimde ki mutluluğu anlatamam size kafada istediğiniz bir şeyin olması insanı rahatlatan tek şey her halde , bir sigara daha yakıp uykuya daldım .
Saat öğlen tam güneş tepeye varmış 12 olmuşken cehennem sıcağı bir yandan , ustumdeki ter kokusu ağız ,kokusu bir yandan.
Kendimden soğumuş bir halde çadırın içindeyim .
O sıra uyanmamla çadırın fermuarının açılması bir oldu .
Gelen veren pardon Ceren di .
Hay Allah ya hızlı yazicam diye yanlış yazdık ya .
C:Günaydın sizinkiler daha doğrusu kampın hepsi gezinti de , seni yorgunsun diye kaldırmadılar haberin olsun .
B:Sen niye gitmedin gezintiye ?
C:Tek başına yemek yemek ne demektir bilir misin sen ?
B:Benim için kaldın yani ?
C: Yorgunum diyerek bahane uydurdum. Yani evet senin için binevi .
B:Kahvaltı hazırlamak nedir bilir misin sen ?
C:Hahaha hazır zaten ,kaldır zütünü de gel .
Kalktım elimi yüzümü yıkadım , dişleri fırçaladım , parfümü üstüme boşaltıp çıktım , çadırın önüne .