Şimdi Elon Musk'ın röportajlaarı ve Nick Bostrom'un kitabını karşılaştıralım. Birbiri ile uyumlu alanlara göz atalım.
1. 40 yıl Önceki bilgisayar teknolojisi ile bugünün teknolojisi;
40 sene önce aşağıda ekran görüntüsü olan ping pong oyununu oynamak için bir ev büyüklüğündeki bilgisayar gerekmekteydi.
https://img . readitlater.com/direct? resize=w2000&url=https%3A%2F%2Fcdn.vox-cdn.com%2Fuploads%2Fchorus_asset%2Ffile%2F6691691%2F4.png
Şimdi sanal gözlükler, retina ekranlı oyun konsolları, kendi duygu ve karar mekanizmasına sahip, yaşayan ve hatta oyun içinde ölen karakterler, sims, metin2, skyrim gibi komplex eko sistemler mevcut. Bunların tamamı sadece 40 yıl içinde oldu.
Artık yıllık havadurumlarını öngörebiliyoruz, yapay zekalar bizler için birçok karar alma işlemini saniyenin milyonda biri hızında gerçekleştirebiliyor.
Şimdi zamanı 10.000 yıl ileri saralım. Bu sadece bir teori. Son 40 yılda geliştiğimi hızı varsayarak 10.000 yıllık bir gelişimde, tüm yaşamı kolayca bilgisayar ortamında ya da daha gelişmiş bir teknolojide simüle edeceğimiz hiçte aksi iddaa edilemeyecek bir gerçek.
Elon Musk ve Bostrom bu noktada aynı kanıya vardılar, eğer böyle bir gelecekte, yaşam simüle edilebilirse, geçmişte simüle edilebilir.
Aslında günümüzdeki simülasyon teorisi bu kalıpta irdelenmekte. Soylarımız birkaç yüz ya da bin yıl içinde bu teknolojiye ulaşarak, simüle bir evrende geçmişi simüle ediyor olabilir mi?
Peki neden geçmiş simüle edilsin ki?
Yaşam Şifresi filminde, bombacı teröristin bulunması için geçmiş simüle ediliyordu. Bostrom'a göre bunun tek bir sebebi değil, milyonlarca sebebi olabilir. Nasıl ki insanoğlu tarihe sürekli referans olarak dönüşler yapmakta ise, soylarımız aynı amaçla simüle ediyor olabilir.