Arabaya bindik, kizi evine birakmak icin yola ciktik ama ben kahve icmek isiyorum maksat muhabbete devam etmek istiyorum. Cunku kiz cok dolu kendini dinletiyor ve tavirlarini izlemek acayip zevkli. "saat daha cok gec degil kahve icmek ister misin" dedim. Aldigim cevap yine sok eden cinstendi. "ben disaridaki kahveleri cok sevmiyorum ama istersen sana yapabiliim".

Ben burda resmen delirdim. Yani kendimi hayatimda hic bu kadar sansli hissetmemistim.

"senin icin sakincasi yoksa bana uyar" dedim.

Kizin evine gittik. Kizin salonunda kitaplik var kocaman. Iceri girer girmez kitapliga yoneldim. Dunya klagiblerinin hepsi var, yerli yabanci birsuru yazarin tum kitaplai var. Yani ben cok anlamam ama tek yazarin 7-8 kitabi var. "keske ben de bu kadar okusaydim" dedim. "zamanimin cogunu okuyarak geciriyoum" dedi. Nasil yerin dibine girdim anlatamam. "ben brezilya iciyorum. Uygun mudur sana da " dedi. Benim de en sevdigimdir, serttir ama icilebilir duzededir. Mutfaga gectik beraber. Kiza hayranligim tavan. Kahve yapti french press ile. Bekledik demlensin, 2 kupa cikardi. Bir de dolaptan cikolata cikardi. Tezgahta bir kitap dikkatimi cekti. "sarabin tarihi " diye. O gunku muhanbetten sonra okumus belli ki. Kitabi gosterip glumsedim. "senin o gun anlattiklarindan sonra cok merak ettim". Hayranlik tavan. Cita arsa deyiyor artik o derece. Hem guzelsin, hem hanim hanimciksin, hem de zeki ve meraklisin. Nesin sen??