-
326.
+12 sene kadar önce…Tümünü Göster
Karşılıklı iş ile ilgili mailleşiyoruz, konu döndü dolaştı helvaya geldi. Ama ne helva. Tarifinden tut ta ben daha güzel yaparım sen daha güzel yaparsın muhabbetine kadar. Tavlada sen yenersin ben yenerim le devam ettik. Sonra iddiaya girdik. Tavla oynarsak yenilen yenenin elini öpecek. Ama mailer gırla gidiyor. Nasıl olduysa 100 e yakın mail atmışız o gün. Oha dedim sonra, bir helvadan 100 mail çıkar mı! Çıktı işte.
Aynı gün yemek sözü kopardım tırtıldan, Eğer dedim sen buraya gelirsen ben ısmarlarım, yok ben gelirsem sen ısmarlarsın. Anlaştık. Uzun zamanadır kimseyle böyle konuşmamış, daha doğrusu mailleşmemiştim. Yani sohbet etmemiştim. Muhabbet o kadar sardı ki, o duyguyu anlatamam.
Sonra tatil girdi araya. Bayram tatili 9 gündü sanırım. Tırtıl ailesinin yanına gitti. Gittiğinde irmik helvası yapıp bana fotosunu attı. Benim yaptıklarım kadar güzel olmasa da güzel gözüküyordu 😊
Afferim dedim . Çırak olmaya başlamıştı. Tabi altta kalma huyu olmadığı için hemen yapıştırdı, boynuz kulağı geçecek, ben daha iyisini yapacağım, vız vız vız. Tamam dedim sensin.
O sıralar arabayı değiştirmeye niyetliyim, internette araba bakıyorum. Pat ilana kelepir bir araç düştü. Adamı aradım, araba hakkında bilgi almaya çalışıyorum. Şöyle böyle derken dedim ben yarın geliyorum. Hafta sonu ama olsun, o şehirde arkadaşım var, vekalet verir aldırırım arabayı. Sabah yola çıkacağım. Bindim arabama çıktım yola. Tabi gittiğim şehirde tırtılın çalıştığı şehir. Ama tırtıl döndü mü dönmedi mi tam emin değilim. Döndüyse acaba yorgun mudur ? uygun mudur ? Arasam mı aramasam mı ? Yol boyu düşündüm ama karar veremedim önce. Sonra dedim en fazla gelemem der, müsait değilim der , bende arabamı alır dönerim. Öğlene doğru şehre girdim, adamı sanayide beklemeye başladım ve tırtıla yazdım.
K:Hava çok güzel, acaba yemek borcunu mu ödesen ?
T: Buradamısın ?
K:evet, araba almaya geldim, çokta acıktım. Yemek ısmarlar mısın ?
T: Olabilir, haber veriyim sana.
K: tamam.
Ben satıcı ile buluştum, arabayı test merkezine zütürdüm. Adamlar incelediler filan, arabanın komple giydirme olduğu ortaya çıktı. Adamla atıştık biraz. Sonra o yoluna ben yoluma. Araba işi yattı.
Tırtıldan haber geldi.
T: Alışveriş merkezinde buluşalım, benim işim var sonra yemeğe çıkarız.
K: Tamam, gelince ararım seni.
Alış veriş merkezine gittim. Arabayı park edip yukarıya çıktım. Avm de geziyorum belki karşılaşırız diye ama yok. Aradım ben şu mağazanın önündeyim diye, ben seni görüyorum diyo ama ben onu göremiyorum. Sonra aramıza reklam panosunun girdiğini fark ettim. Reklam kötü şey.
Sonra karşıdan bana doğru geldiğini gördüm. Üstünde mavi bir kot, üstünde kot renginde bir tişört, sıfıra yakın makyaj.
Sonra tokalaştık, öpüştük. Nasılsın iyi misin mevzuları. Saatinin pilini değiştirdik.
K: ee nerde yemek yiyeceğiz.
T: çıkalım şuradan, buluruz bir yer.
Arabaya bindik, çıktık avm den. Ee nereye gidiyoruz diyorum, şuraya mı gitsek buraya mı gitsek, bir türlü karar veremedi. Baktım olmuyor, o zaman dedim benim bildiğim bir yere gidelim. Tamam dedi.
Birlikte et yiye bileceğimiz bir yere gittik. Yemekleri ben söyledim. Tırtılda bana uydu. Yemekler gelene kadar sohbet ettik. 9 günlük tatil nasıl geçti, neler yaptın filan konuşuyoruz. Yemekler geldi.
Yemekleri bitirdik. Yemekten sonra tavla oynayacağız. Yenilen diğerinin elini öpecek.
Yemek bitti, hesabı istedim. Hesap geldi. Tabi onun şehrinde olduğumuz için onun ödemesi gerekiyordu. Öyle anlaşmıştık, ama hesabı ben aldım. Ben ödeyeceğim dedim. Tırtıl masanın karşısından kalkıp masanın üstünden neredeyse bana doğru zıplayacaktı. Ben hesap kutusunu masanın altına soktum alamasın diye, tırtıl eliyle mideme bir vurdu.
K:Ya tamam bi sakin ol, bak insanlar bakacak. Ne fark eder.
T: Tamam ama küstüm konuşmayacağım seninle.
K: Tamam ya tavlayı da sen öndersin.
Hesabı ödeyip kalktık, arabaya binmeden önce birer sigara içtik. Sonra tavla oynamak için onun gösterdiği bir mekana geçtik.
Arka tarafta bir masaya karşılıklı oturduk. Önce bir tavla istedik, ortaya meyve suyu ve kuruyemiş istedik.
başlık yok! burası bom boş!