sabahın erken saatlerinde Dumlupınar sınıfı deniz altımız Tatbikata çıkmak için çanakkale boğazının açıklarına doğru suyun altından gitmektedir. Herşey gayet güzel ve hoşken deniz altının içindeki mürettebat birazdan olacak olaylardan habersizdir. Tatbikat devam ederken talihsiz bir olay olur. Yabancı uyruklu bir ticaret gemisi tatbikatten habersizdir ve boğazdan içeri doğru ve nara burnu kıyısına doğru açıklarda seyir etmektedir. Deniz altı açıklarda seyreden ticari sınıf gemiyi fark edemez ve çarpışırlar. Ağır hasar alan Dumlupınar sınıfı deniz altı çanakkalenin derin sularına o kadar hızlı batıyorki 81 kişi içinden 22 si dışarı çıkabiliyor...
Hiç kimsenin elinden birşey gelmiyor. Sahil güvenlik olay yerine filan geliyor ama ellerinden birşey gelmiyor , devasa deniz altı dibe oturmuştu. Olay olunca hemen gerekli yerlerle iletişim kuruldu. Kurtaran isimli kurtarma gemisi deniz altıyı kurtarmayı denedi ama çengel asansörünü 25 saat sonra oraya sabitleyebildi... Sabitledikten sonra bile geminin gücü yetmedi artık tüm umut dalgıçlara kalmıştı.
11 kere dalış yapıldı ama fırtınalı havada dalgıçlar yaprak gibi uçuyordu. 7 nisanda umut kesildi milli güvenlik bakanlığından gerekli açıklamalar yapıldı.

Kurtarma çalışmaları yapılırken telsizle iletişim kuruldu

-         ­­­Alo-         Buyrun, ben Astsubay Selami.
-         Nasılsınız? Kaç kişisiniz?
-         22 kişiyiz. Neredeyiz? Ne oldu?
-         Nara’dasınız geminiz battı. Endişelenmeyin. Kurtaran yolda sizi kurtaracağız.
-         Ailelerimize selam söylüyoruz… Bizi kurtaracağınıza eminiz…Vatan Sağ olsun. 

iletişim kesilir...
I. inönü denizaltısın ikinci komutanı Üsteğmen Suat ikinci bir konuşma yapar.  Teselli ve tembihlerde bulunur. Sanra durumu haber vermek üzere kıyıya döner ve rapor verdikten sonra dönüp bir konuşma daha yapar.
-         Alo… Dumlu…
-         Evet… Dumlu…
-         Selami, nasılsınız.
-         Efendim, hava biraz fenalaştı.-         Morallerinizi bozmayın, o hava size iki gün yeter. Sen çocukları yatır. Sigara içmeyin.
-         Yok efendim, hepsi yatıyor. Sigara içmiyoruz. Işıkta yok, karanlıktayız.-         ihtiyaç lambalarınıkullanmayın, ileride lazım olacak.
-         Kullanmıyoruz zaten, birinin ışığı çok zayıfladı.
Yarım saat sonra denizaltıyla tekrar bağlantı kuruldu ancak bu sefer ezan ve Allah seslerinden başka bir şey duyulmadı.

DENiZ ALTINDA KALAN 22 KAHRAMAN TÜRK SUBAYI...
RUHUNUZ ŞAD MEKANINIZ CENNET OLSUN...