-
51.
+2 -1Çok komik, Marx'ın iyi niyetli biri olduğu konusunu gerçekten seninle tartışacak değilim ancak Marx'ın bu eleştirileri sınıf düzeninin ve kapitalizmin acımasızlığını önlemek hatta yok etmek için yaptığını sanırım kabul edebiliriz. Kapitalizmde ne var? ilkel birikim var, meta fetişizmi var, yabancılaşma var vs. Bunlar bile kapitalizmin gerçekten bozuk bir sistem olduğunu gösterir ancak burada öncelikler tabi ki fikrini değiştirebilir.
Yine de sosyalizmin hem politik hem de iktisadi olarak bozuldu desende ne yazık ki aklından şunu çıkarıyorsun: kapitalizm hem her an yıkılma tehlikesi içindedir ve yakın zamanda 2008'de de gördüğümüz üzere onlarca kez yıkılmıştır. Sosyalizmin en büyük devletinin bir kaç revizyonist, hain vb. nedenlerle yıkılması sosyalizmi yıktı sayılıyorsa da hiç konuşmalayalım bence.
Ayrıca Sovyetler Birliğinin 20 yıl içinde süper güç seviyesine gelmesi sanırsam o eleştiriyi de yok kılıyor. Verimsizlik olsaydı Sovyetler Birliği o hızda büyüyemezdi. Ayrıca şu istatistiklere bakmanı öneririm: https://i.hizliresim.com/NOJZYg.jpg
Buna benzer her türlü istatistik var, araştır yeter. -
-
1.
-3Evladım, Marx'ın niyetinin iyi olup olmadığını nereden biliyorsun, müneccim mi oldun başımıza amk? Hem bu salak ne dediyse tam tersi çıktı zaten, iyi niyetli olsa ne yazar.Tümünü Göster
Argümanlarınız o kadar aptalca ve benzerki...
Her neyse, senin bahsettiğin "acımasız" kapitalizmin adı Vahşi Kapitalizm'dir. Ki o da 150 sene evvel yok oldu gitti. 150 sene önce yaşanıp bitmiş bir olay üzerinden hala daha kapitalizmi eleştirmek bağnazlıktır.
Kapitalizm ve serbest piyasa kendini sürekli olarak yeniler. Değişen dünya standartlarına net ve seri tepkiler verir. Öyle sosyalizmde ki gibi koca ve hantal bürokrasinin altında ezilmez. Çünkü kapitalizmde inovasyon, rekabet, büyüme ve adapte olma esastır. Her şeyden önce, Kapitalizm dediğim gibi kendini sürekli yeniler. Bu yenilenme süreçleri de elbette biraz sancılı olur. Lakin gerizekalı politikacılar, halklarına şirin (!) gözükmek adına piyasaya 'müdehale' eder ve ufak sancılarla atlatılabilecek olan krizleri şiddetli ağrılara çevirir. 1929 ve 2008 bunun en nadide örnekleri. Sen bu krizleri örnek gösterip "kapitalizm batiyoooo yaaaa xde" diyemezsin iktisad cahili arkadaş, çünkü bu krizler yapısal sorunlardan değil yenileşmeden kaynaklanıyor. Bu tür krizler Kapitalizmin doğasında var. Kendi kendine "bu nasıl yenileşme mk? Kriz olmadan niye yenileşme olmuyorr yalancı kapitalist seni?" diye sorabilirsin. Basit bir örnek verelim: şu an otomotiv sektöründe pazara hakim olan şirketler petrol bazlı çalışan otomotiv üreten şirketler değil mi? Gelecekte petrol üretimi aşırı maliyetli bir hale gelince, piyasada elektrikli otomotivler hakim olmaya başlayacak. Yani piyasa el değiştirecek. Böyle bir durumda kriz çıkar, çünkü petrol bazlı üretim yapan otomotiv şirketleri batacağı için onlarca işsiz, batan şirketlerin borcu ve rekabetin bir süre azalması gibi sorunlar piyasanın sırtına çöker. Serbest piyasada bu sorunları, elektrikli otomotiv üreten şirketlerin piyasada güçlenip öncüllerinin yerini doldurmasıyla aşar. Totalde hem üretim artar hem de inovasyon gerçekleşir.
Sosyalizme gelirsek, o hem pratik olarak hem de teorik olarak ÇÖKMÜŞTÜR. Artık sinirden kendini mi gibersin orasını bilemem, lakin GERÇEK BU. Bunun aksini iddia edebilmen için Ludwig Von Mises'in iktisadı imkansızlık ve hesaplama eleştirilerine cevap verebilmen gerekir. Gerçi bugüne kadar sizin cenahtan kimse bunu yapamadı ama insan bekliyor işte. Kdksdmkdssllssldlslsllsls. Öyle "revizyonistler, hainler vs. olmasaydı sozyalism cöğkmezddi abiii" deyip zırlayacağınıza, buna kafa yorun biraz. Aksi takdirde hiç bir zaman dikkate alınmayacaksınız.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!