+17
polisi aradım... yerimi tarif ettim... az yürü dediler... 100 metre ileride yol ağzındaki lastikçinin orada oturdum taşın üstüne... bi sigara içtim ki polisler geldi... karakola gittik... olanları birbir anlattım... plaka istediler... veremedim... nesrinin adresini istediler... veremedim... tutanak tuttular, imzaladım... dayımlara haber ettim o arada... gelip aldılar beni karakoldan...
dayımla benim aramda pek yaş farkı yoktur... arkadaş gibiyizdir... anlattım birbir yaşadıklarımı... seni memlekete kaçıralım dedi... "e memuriyetim?" dedim... "rapor alırsın" dedi... "tamam" dedim... sonraki günlerde nesrin'le hiç görüşmedik... raporu aldım, dayımla beraber bindik arabaya, bastık Sivas'a... büyük amca var bizim köyde... onun evinde bir oda ayarladılar bana... büyük amca eski kulağı kegiblerden... "amlarına korum ben onların" dedi duvardaki keleşi göstererek... hem gururlandım, hem utandım o an... istanbulda kötü yola düşüp, memlekete dönen huur gibi hissettim kendimi... telefonu falan değiştir dediler... son bir watsappa bakayım dedim... nesrin fotoğraf atmış... FOSSIL marka bir saat almış bana... fotoğrafın altına da "özledim" diye yazmış dıbınakodumun gerizekalısı...
günler çayırda bayırda geçti gitti... annemle abim geldi... başka yere tayinim çıktı o arada... malatya'nın bir ilçesi... tası tarağı toplar gideriz dedi annem... olur dedim...
yazık ettim güzelim gençliğime
yazık