/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +5
    b-“Tamam. Diğer ödevleri de bitirdim projeleri de dahil. Onları da vereyim mi?” Kızlar uzaylıya bakıyormuş gibi bana bakmaya başladılar.

    Deniz-“Ben sana daha dün söyledim ödevleri. Sen hemen bitirdin mi yani? Hepsini? 1 ay sonra verilecek 10-20 sayfalık proje ödevleri de dahil?”

    b-“Evet. Ne oldu ki sorun mu var?”

    Pelin-“Hayır yok ta bu ne hız. Hiç mi canın sıkılmadı bunları yaparken?”

    b-“Yoo. Neden sıkılsın ki?” A sınıfındayken de ödevlerimi erkenden bitirince aynı tepkiyi veriyorlardı. Eee vermiş ödevi bir gecede yap bitir. Daha sonra sıkışmasın işte. Mantığı anlamak bu kadar zor mu? Bu bana rahmetli bir abimin öğretisiydi. Hatırlamak bile istemediğim olaylardan biri. Sevim beni bu düşüncelerimden kurtardı.

    Sevim-“Bir ödevlerine bakabilir miyim?” Normalde olsa ödevimden bakıp yazar diye hayır derdim ama dediğim gibi. Ergenlik… 250 gr…

    b-“Tabiki. Buyur.” dedim ve ödevi verdim.

    Sevim-“Bunları hangi siteden yazdın?”

    b-“Arkada kaynakça var. Oradan bakabilirsin.”

    Pelin-“Kaynakçada mı yaptın?” Neden her bir şey yaptığımda aşırı şaşırmış bir ifade ile karşılaşıyordum?

    b-“Evet. Kapak sayfasından sonra içindekiler kısmı da yaptım. Siz yapmadınız mı ki?”

    Gül-“Normal bir insan olduğumuz için yapmadık.”

    b-“Ne yani ben anormal miyim?”

    Pelin-“Bu biraz hileli bir soru. Hiç mi erinme duygun yok. Aman boşver sonra yaparım diye hissetmiyorsun?” Bu sohbet canımı sıkmaya başlamıştı. Zaten Deniz’e ağacı elletme işi de iptal olmuştu. Bunlar grup halindeyken ağaca dokunmalarına imkan yoktu. Ben de müsaade isteyip kalkmalıydım ama aklıma parası geldi. 5 kişiye çay (Kendim de dahil) ve ardından garip şeyler içmeleri falan. Bak. Yalvarıyorum sana ergenlik hormonlarım. Lütfen cesaret edip “Ben öderim” yapma. Batarım. Daha sırtım doğrulmaz.

    Pelin-“Hadi kalkalım. Bir bine hesabı…”

    b-“Hesabı ben öderim.” Ağzıma sıçayım, ergenlik hormonlarıma atlayayım, ırzımı gibeyim, benliğimi zencilere oynatayım. Küfür bilgim bu kadarla sınırlı. Daha yaratıcı küfürüm yok.

    Pelin-“Hesabı ödemene gerek yok diyecektim. Buranın sahibi babam. En azından ders çalıştırdığın için teşekkür olarak bunu yapayım.” Yuh. O zaman bu kız bayağı zengindi amk. içimde ağır bir rahatlama meydana gelmişti. Param cebimde. Güvendeydi. inanamadım gözlerime. Gözyaşlarımı zor tutuyordum. Eşyalarımızı toparladıktan ve Pelin’in kasiyere verdiği selamdan sonra dışarı çıktık ve:

    Deniz-“Bir Bine sen nereden gidiyorsun?” Ahan. Büyük fırsat. Ağaca doğru çekebilirdim en azından benimle aynı yoldan gelen varsa birini.

    b-“Ben şu yoldan gidiyorum.”

    Deniz-“Tamam o zaman. Yarın görüşürüz.” dedi ve üçü de diğer yoldan gittiler. Neden Allah’ım neden? Hepsi mi zıt yoldan gider. Şansımı gibeler. O zaman ağaca tek başıma gideceğim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster