-
1.
+1“Ay çok heycanlıyım ya” dediğinde ben 0,2169 saniye acaba “heycan değil dıbına kodumun kaltağı, heyecan olacak o” diye düzeltsem mi diye düşünsem de 0,0089. Saniyede ya o da bana “gibtir lan züt! dıbına kodumun değil dıbına koyduğumun olacak o” derse diye vazgeçtim bu gönüllü imla elçiliğinden. Onun yerine “Evet ben de heyecanlıyım biraz. Ama bunlar güzel heyecanlar” deyiverdim sanki ultrasonda bebeğimiz kız ya da erkek haberi bekler gibi. Allahtan kız kaşar olduğu kadar geri zekâlıydı da yadırgamadı bu durumu.
Ardından kapı açıldı ve Ümit bey girdi içeri elinde kupasıyla.
“Evet arkadaşlar, tekrar hoş geldiniz. Sizinle tekrar görüşmek için diğer arkadaşları nazikçe yolcu ettik. isimler neydi…” dedikten sonra kafasını öne eğip masadaki notlar arasında isimlerimizi ararken ben girdim lafa “Bulut ben”. E tabi dilli kaşar da “Ayça ben de” dedi.
“Aa evet… Ayça hanım ve Bulut bey…
Ayça hanım sizden başlayalım, daha önce bir çağrı merkezi deneyiminiz olmuş muydu?”
“Hayır, ama kendime güveniyorum” dedi dilli kaşar, sanki içeride kulağımızda kulaklık varken atom parçalayacakmışız gibi… Altı üstü gelen telefonlara bakacaktık. Daha doğrusu ben öyle sanıyordum.
başlık yok! burası bom boş!