Artık bir şeyler yapmamız gerekti. Sanırım Çaresizce Mefe ile beraber orada beklemek zorundaydık. Eski anılar hakkında konuştuk. Aldatma olaylarını aramızda çözdük vs.Birden bire kapımız açıldı. Neye uğradığımızı şaşırdık. Mefe'yi de alıp koşa koşa dışarıya çıktım. Kaldığımız hapishane odasında büyük bir kapı vardı. Açmakta zorlandık fakat açmayı başardık. Dışarı çıkar çıkmaz Eren bizi kapıda bekliyordu.Şoktaydık.Bu nasıl olmuştu? Eren ölmemiş miydi? Aklımızda deli sorular vardı. Fakat Eren bizi kurtarmıştı. Koşarak Eren'in eski model impala'sına bindik. Araba güzeldi. Erene sordum: b=BEN E=EREN
B:Nasıl ölmedin sen? Kafana kurşun yememış miydin?
E:Ölmediğimi kim söyledi?
Mefe ile beraber bakakalmıştık. Eren dalga geçitğini ve korkmamamız gerektiğini söyledi. Meğersem vurulduğu silah bayıltıcı mermi içeriyormuş. Polislerin öldürmesi yasak olduğu için şöför olan Mefe'yi burmaya çalışmışlar ama başaramamışlar. Eren'i de sorguya çektiklerinde Eren beni kaçırdılar demiş bu sayede kurtulup yanımıza gelmiş. Eren'e güvenebileceğimizi hikayenin başında da söyleymiştim. Güvenimizi boşa çıkarmamıştı Eren.Şimdi nereye diye sorduğumda Eren şu yanıtı verdi:Baban bizi yanında bekliyor...