/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 351.
    +10
    Arkadaşlar şimdiden sinyal vereyim, 15 part kaldı. Yeni hikayeler hazır. Bu bitince paylaşırım.

    Bölüm 32 ( Yen'i Hoca )

    Yüzüme sinsi bir gülüş yerleştirdim. ikiside vereceğim kararı heyecanla bekliyorlardı. Denize döndüm. "Deniz" dedim. Deniz şimdi etrafa zafer çığlıkları atıyordu. Aslıya bir takım aşağılayıcı hareketler yaptıptan sonra sonra ellerini boynuma doladı. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Utanmıştım. Bu kız karşısında hiçbir şey yapamazdım. Aslı gerçekten çok üzülmüştü. Ama daha sonra sevinecekti. Seçtiğim kişiye yapacaklarımı bilse sevinmişti bile. Aklımda kırk tilki dolanıyordu. Denizi belki seviyordum ama yaptıklarını unutamazdım. Unutmama imkân yoktu. intikamım gerçekten acı olacaktı.

    Deniz gözlerimin içine bakıyordu. "Söz veriyorum Alp seni hâyal kırıklığına uğratmayacağım." Bir anda sevgili havasına girmiştim. Artık böyle konuşmalıydık, diye düşünüyordum.

    "Gözlerinin içine dalıp giderken umarım sevgilim umarım" dedim.

    Ona sevgilim dediğimde sırıtmaya başladı. Hala elleri boynumdaydı. Sımsıkı sarılmıştı. Bırakmaya niyeti yoktu. Gözleri gözlerimdeydi. Cesurdu. Bir an bile kaçırmadı. Aslı çoktan gitmişti. Belkide Denizle oynamadan önce biraz sevgilicilik oynamalıydım. Artık bir şey kaybedemezdim.

    • **

    1 HAFTA SONRA

    Elim Denizin belinde okulun bahçesine girmiştik. Bütün okul bizi kıskanıyordu. Abartısız herkes bizi konuşuyordu. Deniz arada kulağıma eğiliyor bir şeyler fısıldıyor beraber gülüşüyorduk. Daha çok, şuna bak, nasıl bakıyor gibisinden fısıldamalar. Okula her zaman erken gelirdik. Bizim sınıfa geçerdik. En arka sıraya geçip orda Denizi göğsüme yatırırdım. Saçını okşar beraber hâyaller kurardık. Bir hafta içinde birbiririmizden hiç kopamayan iki insan olmuştuk. Benim diğer yarım olmuştu. Onu seviyordum. Oda beni seviyordu. Artık buna emindim. Edebiyat hocası değişmişti. Okulda herkes yeni gelen hoca hakkında konuşuyordu. Çok güzel, çok taş gibisinden laflar çıkarmışlardı. Ben yine en arkada otururken kapı açıldı. içeri Kısa boylu Esmer uzun siyah saçlı bir kadın girdi. Giydiği etek, elinde tuttuğu on birinci sınıf Edebiyat kitabı, saçlarının hâli, makyajı, gerçekten mükemmel bir kadındı. Öğretmen masasına oturdu. Bir süre tanışma faslına zaman harcadı. Adının Zeynep olduğunu yirmi üç yaşında olduğunu öğrenmiştim. Sınıfataki gereksizler hepsini benim yerime sormuştu. Ayağa kalktı. Yürüdü, yürüdü yanıma geldi. Bana dönüp "ya sen" dedi ipeksi sesiyle. Yanımda kimse oturmuyordu. Zaten sıram duvar dibimdeydi. Sırtımı duvara yaslamış oturuyordum.

    Kaşlarımı çattım. "Ben ne Hocam? Diye ukelâca bir soru sordum. "Bütün arkadaşların bir şeyler sordu. Senin bir sorun yok mu?" Dedi. Çok rahat davranıyordu. Arkadaş gibi davranıyordu. Yeni mezun olanların düştüğü hata. Öğrenciyi arkadaş olarak görmek. Ayağa kalkarken üstümü düzelttim. "Onlar benim arkadaşım değil hocam, hepsi gereksizler ordusu ve zaten merak ettiğim her şeyi sordular " dedim. Bütün sınıf ters ters bana bakmaya başladı. Sınıftaki en baskın erkek bendim. Hepsi bir olsa ben dayak yerdim orası ayrı. Ama böyle bir şeye cesaret edemezlerdi. Benimle birlikte on erkek, on beş kız vardı. Hoca şaşırmıştı. "Seninle konuşmak istiyorum, çıkışta beni bul tamam mı?" Dedi, gülümseyip yanımdan ayrıldı. Kızmamıştı belki, ama iyi fırça yiyiceğim kesindi. O gün okul bitince Deniz yanıma geldi. "Hadi aşkım gitmiyor muyuz?" Dedi.

    "Yeni gelen Edebiyatçı yanına çağırdı. Karizmamdan çok etkilenmiş sanırım. Benimle sevişmek istiyormuş" dedim.

    Deniz kıskanlıçtan çatlayacaktı. "Alp seni öldürürüm. Biliyorsun böyle şeylerin şakası bile hoş değil." Katıla katıla gülmeye başladım.

    "Oy civcivim beni mi kıskanırmış yerim seni" gibisinden ergence laflar ettim.

    "Uff! Çabuk hadi kapıda bekliyorum. Beş dakikadan uzun sürmesin" dedi. Tamam hayatım deyip birbirmizden ayrıldık. Öğretmenler odasının önüne geldim. Kapıyı tıklattım. içeri girdim. Hoca beni görünce "heh bende seni bekliyorum Alp" dedi ve ayağa kalkıp yanıma geldi. Rehberlik odası boş istersen oraya geçelim" deyip yol gösterdi. Odaya girdik. Hoca bir güzel masaya yerleşti. Eliyle bana otur işareti yaptı. Hep güler yüzlüydü. Etrafına gülücükler saçıyordu. Konuşmaya girdi.

    "Okulda meşhursun anlat bakalım neler oluyor?"

    "Ne anlatmamı istiyorsunuz hocam" dedim. Sırıtırak "mümkünse herşeyi canım" dedi.

    Ben hâlâ anlamamıştım. Ne anlatmamı istiyordu. Düşünceli bir ifadeyle hocam ne anlatmamı istiyorsunuz hangi konuyu anlatmalıyım. Lütfen açık konuşun benimle" dedim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster