-
51.
+20 -1Sınıfın otasında öpüşüyorduk. Hoca gelmişti. Önce öpüşenlerin kim olduğumu çıkaramadı. Ona sırtım dönüktü. Sonra büyük bir şaşkınlıkla "yok artık" dedi. Okulun belkide en güzel kızlarından biriyle deliler gibi öpüşüyordum. Bütün dünyayı silmiştim. Sadece hislerim vardı. Ona dokunuşum öpüşüm hala dün gibi aklımda. Ve her güzel şeyin bir başlangıcının olduğu gibi sonu da gelmişti.Tümünü Göster
Türkçe hocasına döndüm, sırıttım. "Ne oldu züt oldun demi" demek isterdim, ama disipline gidip bir ton evrak işiyle uğraşmak istemiyordum. Özür dilerim hocam deyip dudağımda kalan ıslak tarafı emdim, ve yerime oturdum. Hocanın o sıfatı görülmeye değerdi.
Bizim okulda birilerini sevişirken yakalamışlardı. Ondan belli böyle olaylar hocalara hafif kaçıyordu ve pek önemsemiyordu. Aslı ilk kez utanmıştı, veya çok iyi rol yapıyordu bilmiyorum. Ama sınıfı terketmişti. Beni tek başıma bırakıp gitmişti. Bir teneffüs içinde bütün okul benim hakkımda konuşmaya başlamıştı. Bir kaç kişiye kulak kabarttım. Kimisi benim büyü yaptığımı kimisi kızı tehdit ettiğimi düşünüyordu. Kimse bizi yakıştıramıyordu. Haklıydılarda. Yakışmıyorduk. Hatta yakışmayı bırak benim böyle bir kızla normal bir muhabbet kurmam bile zordu.
Tabiki bu olay Deniz ve Ecenin de kulağına gitmişti. Derse girmemiştim. Okul bahçesinde banklardan birine oturdum. Okul kapısından çıkıp yanıma geliyordu. Umursamaz cool bir tip takındım. Şimdi yanımdaydı. "Yeni sevgili yapmışsın kendine sevindim" dedi. Güldüm.
"Ne oldu. Yüreğinin yerini hatırladın da benden özür dilemeye mi geldin?" Dedim ve bunun üzerine yürüdüm. Kaçması gerekirdi oysa hareket bile etmiyordu. Kulağıma eğildi. "Benim olmayacaksın, hiçkimsenin olmayacaksın, bir hiç olacaksın" deyip kahkaha atmaya başladı. Zaten dibimdeydi. Elimi sert bir şekilde sol yanağına indirdim, keşke vurmasaydım. Ne olursa olsun kıyamam lan ben ona. Lanet olsun ki hala seviyordum. Hemde sevgim ona karşı daha fazla artmıştı.
Ona yakın olmak dokunamamak teninde ellerimi gezdirememek teninin ürpertisi duyamamak, Çıplak vücutlarımızın bir bütün olması, sabahlara kadar sarılmak, daha neler neler geliyordu aklıma. Ama ben gidip kıza vurmuştum. Tokadın etksiyle ikiside şaşkına dönmüştü. "Ne yaptığını sanıyorsun sen gerizekalı" dedi Ece. Arkadaşını koruyordu.
Gaddar tavrımı bozmadan "o bundan daha fazlasını haketti. Az bile yaptım" deyip üste çıktım. Denizin saçları önünü düşmüştü. Ağlıyormuydu bilmiyordum. Saçlarını iki yana ayırıp bana baktı. Gözlerinden nefret akıyordu. "Söylesene ben ne yaptım sana. Neden benimle uğraşıyorsun?" Dedim. Akan makyajını silirken "beni sevmen en büyük hatandı" dedi ve Eceyle okul bahçesini terkettiler. "Ne pgibopat bir kızı sevdim böyle" dedim. Bulunduğum banka döndüm. Aradan onbeş dakika geçti, geçmedi okulun önüne bir araba yanaştı. Arabanın içinden birisi bana el kol işaretleriyle gel buraya gibisinden bir hareket yaptı. Kalktım arabanın bulunduğu yere gittim. Arabadan benden yaşça büyük biri inmişti. Sen Alp misin? Arabanın içine baktım. Karşımdaki adamla yaşıt bir kaç kişi daha vardı arabada. Şüphelendim. "Bir çocuk var benim teyze kızına tokat atmış adı Alp gördün mü?" Dedi. "Abi Alp çoktan gitti eve" dedim. Ne yalan söyleyim benim için geldiklerini sezmiştim. O manyak kızdan her şeyi beklerdim. Beni dövdürmek için adam yollamıştı. "Evinin adresini biliyormusun koçum" dedi. Eğilip büküldüm. "Yok abi" dedim. "Eyvallah koçum" dedi, omzuma vurdu arabaya bindi. Kurbanını beklemeye başladı.
başlık yok! burası bom boş!