-
101.
+10[9]
Kalbim neredeyse durma noktasında çalışıyordu. Cesaretimi toplayıp arkamı dönemiyordum. ibrahim amcaların kapısına dokunmak onları uyandırmak istiyordum fakat elim hareket etmiyordu.En sonunda kendimi toparlayıp yavaşça arkaya dönmeye başladım. Arkaya döndüğümde gördüğüm ilk şey Muratın gözlerine düşen ateşti. Soru sormak istiyordum. Fakat dilim dönmüyordu. içimden ‘Murat bana zarar verme.’ diye geçirdim. Murat bunu anlayacakki ‘Merak etme sana zarar vermeyeceğim.’ diye cevap verdi. Sonra arkasını bana çevirerek odasına yöneldi. ‘Gel seni karımla tanıştırayım.’dedi.
Muratın ne dediğini tam anlayamamıştım. Peşinden gitmek istemesemde yürüyordum. Odanın kapısına geldiğimde içerisi en son gördüğüme göre çok değişikti. Camlarda siyah kalın perdeler, kırmızı yazı ve işlemeli duvarlar ve yine o iğrenç koku. Murat yavaşça yatağa oturdu, bana doğru elini kaldırıp ‘gel’ dedi. Odaya girdim. Tüylerim diken diken olmuştu. Muratın yanına yaklaşmak istemiyordum.Çünkü bana zarar vermesinden korkuyordum.’Karımı görmek istiyormusun?’ dedi. Cevap veremiyordum. Daha yüksek ve kalın sesle ‘görmek istiyor musun?’ diye bağırdı. Dilim tutulmuş konuşamıyordum. Zorda olsa kegib kegib kekelemeyle ‘Eevet’ dedim. Murat parmağını kaldırıp karşıdaki büyük elbise dolabını gösterdi. Parmağını kaldırdığında parmak uçlarında siyah siyah boyalar vardı. Gösterdiği yerde bir şey görememiştim. Fakat yatağın yanındaki masanın üstünde dün gördüğüm tahta kabın içinde kanlı ve tüylü et parçaları vardı. Dolaba doğru gidiyordum. Ayaklarım benim kontrolümden çıkmıştı. Elimi büyük dolabın kapağına doğru uzattım kapağı yavaşça açtıkça dolaptan odaya soluk ışık hüzmesi yayılmaya başladı.Ben açtıkça ışık artıyordu. Dolaptaki ışığa bakmamak içi gözlerimi kapamaya çalışıyordum. Fakat gözlerim bir şekilde açılmak istiyordu. Daha fazla direnemeden gözlerimi açtım. Dolapta gelinlik giyen kadın elindeki bıçakla kucağındaki hayvanı parçalıyordu. Hayvanı parçaladıkça kanlar gelinliğine damlıyordu. Gözlerimi kaldırıp kadının yüzüne baktım. Gözlerinin içi yok gibi bembeyazdı. Yaptığı işi bırakmış bana bakıyordu.Ona baktığımı görünce tekrardan gözlerimi kucağındaki hayvana çevirdim. Hayvanın boynunda tasma vardı ve tasmada Paşa yazıyordu.
başlık yok! burası bom boş!